Hilal Özübek

Hilal Özübek
@Hilalozbk
Siz şunu söyleyin bana: Neden çoğu zaman öyle oldu ki, sanki özellikle tam o dakikada, evet, tam o dakikada, bir zamanlar bize dedikleri gibi, "yüce ve güzel her şeyi" daha iyi kavrayabileceğim bir anda anlayamadım, tersine öylesine hoş olmayan şeyler yaptım, öylesine... Evet, kısacası, belki de çoğu kimsenin yaptığı şeyler, onları yapmamam gerektiğini düşünmeme karşın, neden ısrarla geliyorlardı aklıma? İyiyi, "yüce ve güzel her şeyi" anladıkça bataklığıma daha çok batıyor, canlılığımı daha çok yitiriyordum. Ama önemli olan, bütün bunların bende rastgele değil, sanki öyle gerektiği için öyle olmasıydı. Sanki benim en olağan durumumdu bu, hiç de bir hastalık, bozulma değildi; öyle ki, sonunda bu bozulmayla savaşma isteğim de bitti, kayboldu gitti.
Hilal Özübek okurunun profil resmi
Hipotez: Güzel; insana bir kere yabancılaştı mı, onu geri kabul etmek hastalık derecesinde gururlu ve kendini beğenmiş insanlar için zordur.
Reklam
Burda "ben" varım demek bu kadar zor olabilirdi
Evet baylar, dinlemek isteseniz de istemeseniz de, neden bir böcek bile olamadığımı anlatmak istiyorum size. Önce gurur duyarak söyleyeyim ki, böcek olmayı birçok kez istedim ama bunu bile başaramadım.
Hilal Özübek okurunun profil resmi
Başkalarının zihninde yer kaplamamaktan oluyor bence bu. Yani algılanmamaktan ya da istediğin gibi algılanmamaktan. Böyle "biçimsiz" olmak kendini beğenmişlik yaratıyor ve hatta belki kendin de dahil olmak üzere pek çok insanı hor görüyorsun. Öyle ki şu cümleleri yazabiliyorsun: "Yemin ederim size baylar, fazla bilinçli olmak bir hastalıktır. Gerçek, tam bir hastalıktır. Sıradan bir bilinç, insanın yaşamı için fazlasıyla yeterlidir." (yukarıdaki alıntının devamı)
Tanrım! Mutlu olmak için neye ihtiyacım var? Belki sadece bunu sormaya
Kim olacağımı bilmemekten ötürü tasalanıyorum;kim olmak istediğimide bilmiyorum ;ama seçmek gerektiğini pek iyi biliyorum. Nereye gitmeye karar verirsem beni yalnız oraya ulaştıracak olan güvenli yollarda yürümek istiyorum. ;fakat bilmiyorum, ne istemek gerektiğini bilmiyorum. Kendimde bin bir mümkünün var olduğunu hissediyorum.fakat bunlardan yalnız bir tanesi olmaya rıza gösteremiyorum. Ve her an, her yazdığım sözün, her yaptığım hareketin, çehremin silinemeyecek yeni bir çizgisini meydana getirdiğini düşündükçe ürküyorum. Öyle bir çehreki, bir seçime varamadığımdan, onu cesaretle sınırlayamadığından kararsız, şahsiyetsiz, korkak olarak tesbit edilecek.
Hilal Özübek okurunun profil resmi
Çünkü mutsuz hissetmenin sebebi yorgunluk, uykusuzluk, yanlış ve fazla beslenme, yeterince çalışmamaktan dolayı çekilen vicdan azabı, bitirilemeyen düşünce süreçleri, kontrolüm altında gitmeyen insan ilişkileri, güzel şeylere ve bireysel kabullerime dair olan farkındalığın günbegün azalmasından kaynaklanıyor. Herhalde bu sebeblerin farkındalığı mutsuzluğu azaltmaya yardımcı olur. Gerçekten bir zihinsel olgunlukla erişilebilecek ve dış etkilerden etkilenmeyecek bir mutluluğa erişilebilir mi merak ediyorum. Bunun mümkün olduğunu söylemek bedenle ruh diye iki ayrı varlığı kabul etmeye benziyor, zihnin böyle bir ayrıcalığa sahip olmadığını düşündüğümden hayatım boyunca değişmeyecek, dingin ve derin bir mutluluğa erişemeyeceğimi kabul etmem gerek belki. Geçen akşamlarda "sadece dürüst, sadece yaz" diye bir slogan uydurmuştum. Yazmak benim için fazlasıyla önem arz ediyor çünkü bana kalırsa sanat bireylerin afyonudur çünkü herkes kendini en iyi kandıran şeyle yaşar. Buna inanmak, hiç bir şeyin değerli olmak zorunda olmadığını düşünmek benim için rahatlatıcı. Ayrıca bu canının istediği her şeye "nanik yapabilme" imkanını sağlıyor, aslında bu biraz zavallıca bir durum ama bir çok şeyden daha fazla zavallıca değil çünkü aynı şekilde kendini kandırmaktan başka bir şey değil.