Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Almira Eylül

Almira Eylül
@Hirammmmmm
8 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Artık hürsün...
Zindandan kurtulan kişiler gibi, Kafesinden ayrılan kuşlar gibi, Deryasına ulaşan balıklar gibi hürsün. Gayrı dilediğin yere gitmekte, İstediğin şeyi yapmakta özgürsün. Uç hadi, Uç ki kanatların fırtınaları görsün. Yüz hadi, Yüz ki dalgalar sana eşlik etsin. Durma kaç hadi, Kaç ki bende ki esaretin bitsin. Zaten sen beni hiç sevmedin ki. Tek bir gün bile, Beni kendinden bilmedin ki. Hep bir yüktüm sırtında, Kurtulup atman gereken. Hep bir engeldim önünde. Yıkıp geçmen gereken...
Reklam
"Sessizlik en güzel şifâfadır... Sükût et yüreğim."
"İnsanlar güçsüz oldukları için ağlamazlar. Çok uzun zamandır güçlü oldukları için ağlarlar. T.S Eliot

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fazla samimiyet, saygıyı azaltır. Çok sevgi, nankörlük getirir. Çok iyilik, suistimal edilir. İnsan ilişkilerinde çok'lar sıkıntı,denge esastır.
Erkekliği; "Hz.Ali gibi dünyada meydan okurken,eşi Fatma'yı görünce dizlerinin üstüne çökerek gözyaşı dökenden öğrenin.."
Reklam
"kadın,doğası gereği zayıftır; ama acıya en çok o dayanır. Kadının direncini kıran tek şey; hayal ettiği kişinin boş çıkmasıdır. -P.Auster
"kadın,doğası gereği zayıftır; ama acıya en çok o dayanır. Kadının direncini kıran tek şey; hayal ettiği kişinin boş çıkmasıdır. -P.Auster
Çok gülen insanlar vardır. Onlara yalnız kaldıklarında iyi bakın Gözlerini bir yere sabitleyip Dalışlarını izleyin Anlayacaksınız... S.K
- Neyim olursan ol, Sakın hayal kırıklığım olma Lavinia. +Neden ? - Orası çok kalabalık ... Tanıyamam seni. Özdemir Asaf
Sen hiç aşık oldun mu? Dedim teyzeye, Utandı bir güldü. - Ben aşık neyin bilmem, Benim herifte hiç seni seviyom demedi. -Bilmem ki,amma velakin, dişim yok ya, ekmeğin içini hep bana verir. Bayramda da kendine ayakkabı almadıydı bana güllü fistan aldıydı. Seviyom diye soğanın cücüğünü, Karpuzun göbeğini də bana verir. Yemeğin içinde ki etlerini hep önüme ittiri verir. Ne bilem oğul ;heral aşk budur.!!! " Saf ve tertemiz "
Reklam
Özdemir Asaf diyor ki; "Çabuk gözden çıkarıyor gibi Gözüküyorum ama gözden Çıkarmamak için verdiğim çabayı Bir ben bilirim .."
Virane olmuş kalbime ne yaptın? Bak! Divane aşkım ne yaptın? Alışkanlığın ipeğin de rahat uyuyordum. Kelebek gibi kanadıma ne yaptın? Gözünün kadehinden daha içmeden sarhoş oldum. Meyhanem sarhoş oldu,ne yaptın? Omzuma yaslanmaya değmez mıydım? Omuzlarımın hasretine ne yaptın? Beni yordun,kendinde yorgun gittin. Ey yolcu! Evime ne yaptın? Göz yaşlarının yağmurunda dünyam ıslandı. Yuvamın çatısına ne yaptın?
Neden mi ben farklıyım herkes hayata göre yaşarken ben kafama göre yaşarım...
Necip Fazıl'ında dediği gibi ; "Bana bir ben lazım,birde beni anlayan. Beni bir ben anlarım,birde beni yaratan." Elhamdülillah
Bugün denk geldiğim harika söz, "Sevgi bir çiçekse, saygı onu koruyan saksıdır. Çiçek solmaya başlamışsa dikkat edin. Saksı mutlaka çatlamıştır."
Boşuna dememişler isteyen çaresini, istemeyen bahanesini bulur. Şairin dediği gibidir aslında; Yaprak ağaçtan sıkılmıştı, sonbahar bahaneydi...
Reklam
Hiç kimse senin kendini düşündüğün kadar seni düşünmez 👍👍
Bu dünyada öğrendiğim bir şey var; herkesi kendin gibi bilme,umutlanıpta kimseye inanma..
Mesire Rüzgârı
İbn Abbâs'ın (r.a) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle anlatmıştır: " Ramazan ayının ilk günü olduğu zaman Arş'ın altından bir rüzgar esmeye başlar. Bu rüzgâra Mesire denilir. O rüzgârın esmesiyle cennet ağaçlarının yaprakları sallanmaya başlar. Öyle güzel sesler çıkmaya başlar ki ,bu güne kadar hiç kimse o kadar güzel bir ses daha dinlememiştir.
Meymûn b Mihrân(radıyallâhu 'anh) rivayet ediyor: Resûlullah (sallallâhu 'aleyhi ve sellem) vaaz ederken adamın birine hitaben şöyle buyurdu: " Beş şey gelmeden önce şu beş şeyin kıymetini bil: Yaşlanmadan önce gençliğinin. Hastalanmadan önce sağlığının. Meşguliyetten önce boş zamanlarının. Fakirliğe düşmeden önce zenginliğinin. Ölmeden önce hayatının."
"Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir. [Hucurât 49/12]