Bu kitap hakkında söylenebilecek o kadar çok şeyler var ki... Ama söyleyebilecek ya da yazabilecek miyim bilmiyorum.
Biz ne için yaşıyoruz?
Başkalarını memnun etmek için mi yoksa kendi benliğimizi tatmin etmek için mi?
Hayat, toplum için midir?
Hayat, 'Ben' için midir?
Bu kitabı okurken defalarca zihnimden döndü durdu bu sorular... Ben bir
İleriyi önceden görebilseydik çocukların ölüme değil hayata mahkûm olan ama henüz cezalarının ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar bilinçsiz, masum mahkûmlar olduğunu görebilirdik.
Anne sevgisinden yoksun büyüyen çocuklar, kendilerini sevmek, diğerlerinin onları seveceğine inanmak ve ya başkalarını sevmek için gerekli olan temel güven duygusunu geliştiremezler.
Saat 22:24. Kitabı indicə bitirdim. Elə bilirəm kitabın icmalını və haqqındakı düşüncələrimi yazmasam Coşqun Kərimov səhər ofisə gəlib məni qəşəngcə danlayacaq. Onsuzda ikimizin də ofisi eyni mərtəbədə fərqli korpuslardadır. İndi də elə bilirəm, hardansa baxıb deyir ki, “Murad duxun da var yazma!”
Yekəbaş düşündüyüm vaxtlarda elə bilirdim ki,
Öfkeliysen ve bir şeyler söylemek istiyorsan, bunu gerçekten sıcağı sıcağına, kızgın bir şekilde söyle. Kötü olan yalnızca soğutulmuş öfkedir- kızgın olan değil- çünkü soğuk öfke gerçekten tehlikelidir.