Şu güzel Güney Amerika atasözünü yineleyeyim burada: "Cehalet hiçbir şey bilmemek ve iyinin cazibesine kapılmaktır. Masumiyetse her şeyi bilmek ve yine de iyinin cazibesine kapılmaktır."
Yaşa özgü ve zorunlu bir öğretim kurumu olmasaydı, "çocukluk" üretimden kalkardı. Zengin toplumların gençleri bu yıkıcılıktan kendilerini özgürleştirir ve fakir toplumlar zenginlerin çocuklarına rakip olmaya çalışmaktan vazgeçerdi. Toplum, çocukluk yaşını ne kadar hızlı geçerse gençler için o kadar yaşanabilir hâle gelir. İnsancılmış gibi görünen yetişkin bir toplum ile gerçeklikle alay eden bir okul ortamı arasındaki mevcut kopukluk artık sürdürülemez...
Peygamberler Peygamberinde kadın, dünya cephesinin çerçevelediği yalnız bu cepheye mıhlı kadına benzemez. Peygamberler Peygamberinde kadın, maddesi ve her şeyiyle üstün beşeriyet sıfatının tecellisine mahsus ilâhî bir perde; maddesi ve her şeyiyle ebedî mânalara yol verici bir mâna...
Kâinatın Efendisinde kadın sadece hakikî hayata bir zıplama taşı olan bu dünyada, mutlak, mücerret ve münezzeh güzellikten, üstün beşeriyet vasfının ışıldamasına ve Allah'ı bulmasına yardımcı bir pertevdir.
İyi ve doğruyla beraber ileriyi en iyi temyiz eden, bu yüzden ayırdedici <<Faruk>> lâkabını alan ve Allah Resûlünün <<Şeytan, Ömer'den korkar>> teşhisine ve <<Benden sonra Ömer ne taraftaysa hak oradadır>> takdirine eren Ömer...