Ger tu jê bikî striyan
Yek bi yek ji laşê gulan
Wê xwîn bibe yek bi yek
Dewsa wan striyan
Ku wek biharek bihesibînî
Dewsa wan striyan
Wê deverek xwîn bibe
bilûra min a şîrîn
tu di sariya sibehê
û hingûra êvarê de
hevalê bêhevalan,
destbirayê şivan û dilketiyan î.
dengê te
hêstirên dilên xemgîran,
silava ji hev-veqetiyan,
ey dîlberê, ey dîlberê
wey nazika dêmqemerê,
qamet ji mûma fenerê,
wêran ez im, malim xirab.
ey dîlbera gerden letîf,
wey nazika qamet elîf,
qamet ji reyhana zerîf,
Neden bilmem
Bize derman olması gerekenlerin bizden kaçması
Neden bilmem
Diyarbakır'da barış güllerinin açması
Mardin'de, İstanbul'da
Neden bilmem
Zor bu dünya, yaşamakla uğraşmak
Neden bilmem
Bize derman olacakların bizden kaçması
Neden bilmem
Dostumuzun seyrimizden tatmaması
Neden bilmem
Yüreklerimizi bir iğnenin iplikten geçişi gibi saran bu sevdalar
Açmaz yollarımızı
Neden bilmem
Canım, kör yılanların arasında bırakılmış canım
Elleri kesik başları uçurtmalara sevdalı canım
Bir türlü akmaz suların kör pınarında doğan canım
Kavururken zemheri ortalığı yüreğinde yazdan canım
Gülsen biraz, zamanı geldi
eskide bir gün, şurdan burdan konuştuklarımızı hatırlıyorum
güneşten ve dönencelerden ve kıyılara giden kimselerden
yaz olsa neyse. kar soluk bir gülüşün kefenini yırtıyor
ve durgun bir suya dönüşmüş bir akşam beni kıskandırıyor
eskimekten yassılmış bir tepenin hüznüyle hüzünleniveriyorum
ki ellerimiz bu sırada hayatı ve ölümü andırıyor
suyun akışı, kıyının ve sevincimin akışı nereye varıyor
şimdi üstümüzden geçip ötelere giden bu kuşların adı ne
sonra kuşların ve her şeyin ve aşkın adını kim veriyor
kimdir nerdedir var mıdır bütün bunların usta yazıcısı
biliyor musun gitgide yaralanıyoruz şurdan burdan
biliyor musun şimdi eskide, çok eskide o dinlence yüzüyle
dedemin en büyük haminnesi, ağır ağır saçlarını tarıyor.