Her cümlesinde ve sayfasında çocukluğunun kalabalık odalarının gürültülü seslerinde kayboluyor insan. Çocukluğumuzda hangi masum duyguyu gömerken toprağını açık bıraktık.. Büyüyünce hangi kazma kürekle kazdık ve masumiyetini kaybetmiş bir şekilde hortlamasına müsaade ettik o duyguların.. Belki biraz küf, korku, kin, sevgisizlik koktu. Biraz kaderle süsledik hoş koksun diye. Peki ya sonra? Doruklardan inmeyeceğimizi,o duyguların etrafa pis koku yaymayacağını mı düşündük?
Kitabı okurken kendi kırık, eski aynamla izledim ve sorguladım kendimi. En çokta zamanın kıymetini ve bana para, mal mülk karşılığı olmayan duyguların nasıl da beni mutlu ettiğini hissettirdi.
Hiç bir şey için geç değil!
Kral KaybederseGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 201516,9bin okunma
“Bazen bir şeyden, sadece henüz onu anlamadığın için korkarsın.”
Yaşadığı yere ait olmadığını hisseden Alma,Tully,Yıldızlı Ayı,Kuyruklu Yıldız ve Serçe Kurt’la birlikte hayallerinin, merak ettiklerinin peşinden gökyüzüyle yeryüzünün birleştiği o yere doğru ilerliyordu.
“Bir şeyin görmeye değer olup olmadığını onu görmeden nasıl anlayabilirdi ki?”
Kendine ait bir yer arama yolculuğunda; engellenenler, dışlananların yolu birleşiyordu.
“Cesaret…”dedi çocuk. “Ve sevgi. Bunlar bizi birbirimize bağlar.”
Ormanın kalbinde başlayan yolculuk cesaret ve sevginin birleştiği yerde bitiyor.
“Burada birbirimizi görmemizi engelleyen duvarlar, dağlar ya da nehirler yok.”
Tüm engeller geride kalıyor…