Her cümlesinde ve sayfasında çocukluğunun kalabalık odalarının gürültülü seslerinde kayboluyor insan. Çocukluğumuzda hangi masum duyguyu gömerken toprağını açık bıraktık.. Büyüyünce hangi kazma kürekle kazdık ve masumiyetini kaybetmiş bir şekilde hortlamasına müsaade ettik o duyguların.. Belki biraz küf, korku, kin, sevgisizlik koktu. Biraz kaderle süsledik hoş koksun diye. Peki ya sonra? Doruklardan inmeyeceğimizi,o duyguların etrafa pis koku yaymayacağını mı düşündük?
Kitabı okurken kendi kırık, eski aynamla izledim ve sorguladım kendimi. En çokta zamanın kıymetini ve bana para, mal mülk karşılığı olmayan duyguların nasıl da beni mutlu ettiğini hissettirdi.
Hiç bir şey için geç değil!