S

S
@Kasista
Arch•
16 reader point
Joined on September 2022
Sabitlenmiş gönderi
Senin zekana en güzel güller bile mağlup olur.
Reklam
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 13 days
Tokyo'nun Son Çocukları
Tokyo'nun Son ÇocuklarıYoko Tawada
7/10 · 844 reads

Reader Follow Recommendations

See All
Çocukken tıbbın nihai amacının asla ölmeyen, sonsuz bir beden yaratmak olduğunu düşünürdü, ama ölememenin ne ölçüde acı verebileceğini aklının ucundan bile geçirmemişti.
Yoşiro böyle yaşamak istiyordu işte; gözyaşı ya da kan dökmeden, sadece turuncu meyve suyunu ığıl ığıl akıtarak yaşamını sürdürmek. Sadece portakalın taşıdığı canlılığı, sıcaklığı, vücudunu dirileştiren ekşimtırak tatlılığı içine alıp bağırsaklarında güneşi hissederek.
Reklam
Harabelerin rutubetli yerlerinde, renkli su damlalarından terekkübetmiş gibi görünen bir nevi yeşil çiçekler açar. Onlar şafakta doğarlar, biraz sonra, bir damla su gibi akarlar, kaybolurlar. Bu harabe çiçeklerinin talihleri, insanların talihlerine benzer: Doğarlar, ağlarlar ölürler.
İnsan olsun da, derdini dökecek bir başka insana muhtaç olmasın, buna imkan yoktur.
Elim, belki ona, ömründe ilk defa, bu kadar samimiyetle uzanmış ilk insan eliydi.
On beş, yirmi seneden beri, dünya altüst olduğu halde, hiç değişmeyen bu yalnız adam, ne istiyor, ne bekliyordu?
Her gördüğüm yerde korkaklıkla etrafındakilerden kaçıyor, yüzünü, büyük bir ayıp gibi atkıyla sarıyordu…Hakkı yok muydu? Kim bilir, ne hesapsız gözlerin korkulu bir merak ve nefretle yüzünde gezdiğini, bu kapanmayan yaraya kaç ahmağın güldüğünü görmüştü.
Reklam
Amerikalılar karaya çıkacak, göklerde ve yerde her türlü yıkım yaşanacak; savaşın yıkıcılığının yaydığı devasa sevgi her şeyi tarafsızca yargılayacaktı.
Gerçekten korktuğum tek şey dünyanın beni nasıl gördüğü.
Zihninde, kollarında bu kadın ve etrafında esen rüzgarla karanlık bozkırda dolaşacağı sonsuz bir yolculuk hayal etti. Yine de tüm bu fikirde oldukça fantastik ve gülünç bir şeyler olduğunu hissetti. Muhtemelen bunun nedeni, dışardaki önemsizliğinin artık kalbini öylesine aşındırmaya başlamış olmasıydı ki içinden fışkıran samimi aşk duygusu tamamen sahte görünüyordu.
En ufak darbede kırılmaya müsait bir cam levha gibi, küçücük bir sevinç ya da öfke imasına bile tepki veriyordu. Korkularının pençesinde ve dalgınlık içinde etrafındaki insanların isteklerine baş eğip geçiyordu.
Kadının arzuları, sonsuz bir gökyüzünü uçtan uca geçmeye çalışan bir kuş gibiydi. Durmak dinlenmek bilmiyor, asla yorulmuyor, rüzgarı gökyüzünde ustaca rüzgarın eşliğinde sonsuzluğa süzülüyordu. Adam ise sıradan bir kuştu yalnızca. Daldan dala uçar biraz dolanır, çok gerekliyse yaylaları aşar ve orada bir daha konup dinlenirdi.
169 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.