Haruki Murakami' den okuduğum ilk kitaptı bu.Okul kütüphanesinde bile değil,müdür yardımcısının odasındaki sehpada,üst üste dizilmiş 25-30 kitabın arasındaydı.Ne kapağı ilgimi çekmişti ne de daha önceden bu kitabı duymuştum ama tam da içinde anlatılanlara yakışır bir şekilde oku beni demişti.Yazar önce beni ,bildiğimiz "gerçek" dünyada müthiş sade ve bu sadeliğin getirdiği etkileyicilikle kitaba çekti.Bol bol opera,klasik müzik ve caz dinletti.Sevdiğim ne çok şey vardı içinde.Doğa ile iç içe,şehirden uzak bir ev,bir resmin yapımındaki fiziki ve ruhi tüm aşamalar,bilinmeyen yerlere yolculuklar...Sonra yazar beni etkilediğinden iyice emin olup,gel dedi ,çık bu bildiğin dünyanın konforundan.Bunu o kadar yumuşak ve o kadar inandırıcı yaptı ki...Bazen her şeyin yerle bir olduğunu düşünüp,kaçmak uzaklaşmak vardır ya,işte bu belki de bizi düştüğümüz yerden ayağa kaldırmakla kalmayıp,hiç koşmadığımız kadar koşacak hale de getirebilir bizi.Aradığımız çoğu şeyi,çoğu cevabı buldurur.Ben bunları okudum ve hissettim.Muhteşem bir sanat eseri.Okuyun ve yaşayın derim.