Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökovadaki Ahşap Köprü

Gökovadaki Ahşap Köprü
@Kemansesi
http://1000kitap.com/gonderi/78307120l
Kendimizi tamamen anlatmalı mı? Sanmam.
İnsan uzun uzun anlatsa,’onun’ kendine güven verdiğini söylese,merak ederler belki.Fakat görünce bir ‘şey’ e benzetemezler muhakkak.Bu muydu,derler o ‘şey’. Verdiğiyle kalır insan. Ezer,buruşturur , yere atarlar. Bazı ukalalar da Latince isimler takarlar bu ‘ şey’ e.
Reklam
Belki de çoğumuz,çoğu zaman böyle…
Yurtta ya da okulda tanıdığım bütün insanlarla kurduğum ilişkiler, bir saat mekanizması içindeki çarkların birbirlerini döndürmek için geçici olarak kenetlenmelerinden ibaretti.
Ağladım.Hem de istediğim kadar.İnsanın gerçek özgürlüğü buydu:İstediği kadar ağlayabilmek.Belki bir de,istediği şeye ağlayabilmek…

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Allah’ım,onu neden yalnız bıraktın? Neden,yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin?
Naoko'ya acıyordum.Aslında aradığı benim kolum değil,başka birinin koluydu.Aradığı benim sıcaklığım değil,başka birinin sıcaklığıydı.Neredeyse, kendim olmaktan suçluluk duymaya başlamıştım.
Reklam
Durup dururken hüzünlendi,ben gözlerimi sevmiyorum dedi.Neden? Çünkü susmuyorlar.Sandım ki gözlerim hiçbir şeyi gizlemiyor,o anda ne hissediyorsam belli ediyor demek istiyor.Aynaya baktığımda fazla konuşuyor gözlerim dedi, gözlerimi sevmiyorum,gözlerimin gördüklerini sevmiyorum.Anlamadım,ne demek istiyorsun? Boş ver dedi sustu, o siyah kelebek ilk kez o gün konmuştu yüzüne.
Yürürken mumun alevi titriyor,etrafımızdaki taş duvarda ince gölgeler canlı mozaikler gibi dans ediyordu.
Koruluğun İçindeki Kuyu'da da aynı şey olmuştu.Bir noktada resim artık tamamlanmış,daha fazla fırça kabul etmiyordu.Cinsel anlamda tamamıyla doyuma ulaşmış bir kadın gibi.
Bu,kuşkusuz benim yaptığım resimdi.Ancak bir kez benim elimden çıkıp Menşiki'nin olunca,onun kütüphane duvarına asılmış,artık benim ulaşamayacağım bir şeye dönüşmüştü sanki.Bu artık Menşiki'nin resmiydi,benim değil.İçindeki şeyi kavramaya çalışsam da o resim kaygan,kıvrak bir balık gibi hızlıca ellerimden kayıp gidiverirdi.Sanki eskiden benimmiş de,şimdi bir başkasının olmuş bir kadın gibi...
Düşünüyorum da ,büyük bir dönüşümün gerekli olduğu zamanlar muhtemelen herkesin yaşamında olmuştur.O nokta geldiğinde hızlı bir şekilde kuyruğundan yakalamak gerekir.Sımsıkı,sağlam biçimde tutup,bir daha bırakmamalı.
Reklam
Kasımpatlarını seyretmek,Ömer Rıza'nın tercümesi bi roman okumak ve komşunun kemanını dinlemek için yaşamak kafi mi? Hiç olmazsa kasımpatları yetiştiren ben olsaydım Bu günler belki gelirim sana Konuşmak için değil sadece yüzüne bakmak için Belki senin yüzünde bulurum aradığımı Bütün gördüğüm yüzler lakayıt,hissiz Senin yüzün nasıl?
Şimdiye kadar olmadığım gibi aşığım sana Bu,benim için yeni bir şey Belki de yaş meselesi Gelip onu öldüreceksin diye korkuyorum adeta İçimdeki bu muazzam mahluk yanlış bir bakışla devrilebilir Her şeyden büyük olan insan tek kurşunla yıkılmıyor mu? Korkuyorum Ellerinden öperim.
Salahattin Bey'in bu esnada en az işine yarayan şeyler,mantık ve akıl gibi bazen pek gülünç ve aciz oluveren büyük isimli vasıtalardı.
Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar,bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim.
İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Reklam
Bir hükümet vardır heralde, dedi ilk kör.Sanmıyorum,eğer varsa da,körleri yöneteceğini ileri süren körlerden oluşmuş bir hükümet olacaktır,yani hiçliği örgütlü kılmak isteyen bir hiçlik.
İnsan yaşamda yükselmez,alçalır.O artık daha fazlasını yapamayacaktı.Benim bulunduğum seviyeye kadar inemeyecekti.
O kadar iyimserim ki, Pollyanna benim yanımda uyuşturucu bağımlısı bir fahişe gibi kalır...