Beni buruşturmuşsun ama atmamışsın ve ben de atmadığına sevinmişim, buruşturduğunu gözüm görmemiş…
Talmud’un da dediği gibi “Doğru söylediğin zaman kimse inanmayacak. İşte, yalan söylemenin cezası budur.”
Zaten yalanın rengi hiçbir zaman beyaz olmaz. O her zaman siyahtır. Küçük yalanlar kalpteki küçük siyah noktalar gibidir.
Okur Takip Önerileri
Bir çok stres durumu kendini bedensel olarak ifade eder. Bastırdığımız her duygu bize migren , panik atak , uykusuzluk olarak geri döner. Elbette başımıza gelen olumsuzlukları değiştiremeyiz ama onların bedenimizde ve zihnimizde açacağı tahribatı önleyebiliriz.Aman hastalanmayayım diye yememize, içmemize sporumuza gösterdiğimiz özeni psikolojimize de göstermediğimizde bir süre sonra vücudumuzun isyan bayraklarını çekmesi kaçınılmaz olur. Uğruna midemizi , başımızı ağrıttığımız o insanların ya da durumların belki de bir kaç yıl sonra hiç önemi kalmayacak ama vücudumuzda açtığı hasar aradan yıllar geçse bile hala etkisini hissettirecek.
Hayat başkasının bize verdiği değerden ibaret değildir.
Hiç kimse iştahınızı kaçıracak, midenizi bozacak, migreninizi tetikleyecek kadar çok psikolojinizi harap etmemeli.
Beni en çok üzen şey: bana yalan söylemen değil, bir daha asla sana inanmayacak olmam.
Victor Hugo
Eskiden nefesim yetene dek anlatmaya çalışır, olmazsa öfkelenir bir şeyleri dağıtırdım. Sonra bir şey oldu, haklı olduğumu anladığım her şeyde sessiz kalmaya karar verdim . Benimki de böyle bir vazgeçmişlik.
Tüm mücevherleri çalınan Sophia Loren , perişan halde ağlarken , efsane yönetmen Vittorio
De Sica yanına gelir .
“ Sophia , gözyaşlarını boşa harcama. Biz yoksulluk içinde doğmuş iki Napoliliyiz.
Para gelir ve gider. Senin için ağlamayan bir şey için asla ağlama “ der.
“Senin için ağlamayan bir şey için asla ağlama” tüm zamanların en efsane yönetmenlerinden , De Sica’nın bu sözü , daha sonra deyim haline gelir. Baş edemediğin , içinden çıkılmaz bir sorunla karşılaştığında kullanılır.
(Non piangere mai per qualcosa che non possa piangere per te)
Bir şeyden hoşlanmadığınız halde o sizin iyiliğinize olabilir. Bir şeyi de sevdiğiniz halde o sizin için kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Bakara suresi 216. âyet
"Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca; dağı bile taşır insan aşık olup, inanınca." - Şems-i Tebrizi
Israrla birinin içindeki görmek istediğin kişiyi beklemek yerine, sana göstermeyi tercih ettiği kısma odaklan. Bu kısım seni mutsuz ediyorsa oradan uzaklaş…
İçimi titreten bir cümle okudum :
“ Muhabbet etmeyi çok sevdiğin biriyle artık iki kelime bile edememek de gurbettir. ” diyordu.
Farid Farjad; “Sevmek , sıradışı ya da kahramanca şeyler yapmak değil; sıradan şeyleri hassasiyetle yapmaktır.” demiş. Özen göstermenin inceliğine inanıyorum.
Ben iyi bir insanım eğer kötü olmam gerekirse o konuda da iyi bir insanım…