Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Okur

351 syf.
·
Puan vermedi
Boyalı da saçların, ruhuma dolanırken tel tel
Öncelikle şunu söylemeliyim ki Rıfat Ilgaz okumaktan çok keyif alıyorum. O kadar sade anlatıyor ki olayları, o kadar dupduru anlatıyor ki...Okuruna "bu olay üzücü bir olay üzülmelisin!" "bu olay komik gülmelisin!" demiyor. Okur kendisi hissediyor, o sadeliğin içinde o iç burkan olayı da gülmekten kırıp geçiren olayı da kendisi
Karadenizin Kıyıcığında
Karadenizin KıyıcığındaRıfat Ilgaz · Cem Yayınevi · 1969330 okunma
Reklam
133 syf.
·
Puan vermedi
"Bilmemek" can sıkıcı bir isim değil mi sizce de? Bu kitabı okuyup okumamakta çok kararsız kaldım. Defalarca açtım kapattım ve en sonunda okumaya başladım. Çünkü okuma listemde(düzensiz de olsa bir listem var :)) sıra bu kitaptaydı ve ben sırayı bozmayı hiç sevmem. İsmi ve kapak resmi biraz kasvetli bir kitap izlenimi uyandırdı bende
Bilmemek
BilmemekMilan Kundera · Can Yayınları · 20141,590 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Herkese merhabalar. Öncelikle incelememe başlamadan belirtmek istediğim bazı şeyler var. Uzun zamandır burayı sadece arşiv olarak kullanıyorum. Yazdığım incelemeleri ve paylaştığım alıntıları burası için, okunulsun ya da beğenilsin diye yapmıyorum. Çokça zaman geçince insan okuduklarını unutabiliyor. Hatırlamak isteyebiliyor. Geri dönüp baktığımda
Handan
HandanHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 20195,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
88 syf.
·
Puan vermedi
Çarpan kitap!!
Nasıl başlayacağım bilemiyorum. Rasim Özdenören ile bu kitap aracılığıyla tanıştık. Evet ilk okuduğum kitabı. Çok yavaş ilerledi. Açıkçası ben de biraz saldım. Bunun da etkisi var yani. Öncelikle Rasim Özdenören'in tarzını beğenmedimse de anlatımını, dili kullanımını, öyküleme biçimini beğendiğimi söylemeliyim. Mesela kelime seçimlerini çok
Ansızın Yola Çıkmak
Ansızın Yola ÇıkmakRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 2022947 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Tezer Özlü. Bir Mavi Kadın. Ona bu adı ben verdim. Tezer Özlü deyince aklımda "Mavi Kadın" tabiri beliriyor hemen ve içimden ona sesleniyorum her seferinde "Mavi Kadın!" Sebebini sormayın ben de bilmiyorum. Daha önce de Tezer Özlü kitapları okumuştum fakat bu başka oldu. Bu kitap onu daha iyi anlamamı sağladı. Direkt onun
Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e Mektuplar
Tezer Özlü'den Leyla Erbil'e MektuplarTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20222,139 okunma
Reklam
76 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle Sadık Hidayet'ten bahsetmek isterim. Yazar hakkında hiç bilgi sahibi değildim. Diri Gömülen adlı kitabı okuduğum ilk kitabı oldu ve kitabın başında yazar hakkında verilen bilgilerden üzülerek öğrendim ki Sadık Hidayet de bu dünyanın ağır hafifliği altında dayanamayıp ezilen, kendi hayatına son veren yazarlardan olmuş. Sık sık bunalımlar
Diri Gömülen
Diri GömülenSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20202,489 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
YILLARCA ERTELENEN KİTAP Yükseklik, uçak, hayvanlar, insanlar, kapalı alan, asansör vesaire...İnsanoğlunun fobileri. Hepimizin illa ki vardır fobileri. En azından bir tane kesin var diye düşünüyorum. Benim de fobilerim var ve bunların başında böcekler geliyor! İşte bu kitap bu yüzden benim için yıllarca ertelenen kitap oldu... Böcek korkum ne
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,1bin okunma
69 syf.
·
Puan vermedi
... Sabah horozun sesiyle gözünü açtı kadın. "seninki acıktı galiba" diye söylendi cibinliğin içinden. Albay cevap vermeden kalktı hamaktan. Ocağın ayağında bağlı olan horoza kalan son mısırları da verdi. Kadın "son mısırı horoz yedi,biz yine açlıktan öleceğimiz günü bekleyelim..." diye söylenmeye devam etti. Albay hala cevap
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,5bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
Yine bir Stefan Zweig güzelliği... Evet konu çok sıradan, bazen Yeşilçam'da karşılaştığımız tarzdan. Ama Zweig onu öyle etkileyici hale getiriyor ki eşsiz anlatımı ile...Bilinmeyen Kadın...O'nun adı bu. Acı bir hayat, aşka ve bilinmeyeni olduğu adama adanmış bit hayat. Kitap tam beklediğim şekilde bitti. Çok beğendiğim fakat çok da eleştireceğim bir kitap olacak. Bunlardan en basiti çocuğa ve ölümüne çok az yer verilmiş olması. Bir diğeri ise ki bu benim için çok önemli; adamın bu kadını tanıyamıyor olması. Evet olayın özü bu zaten ama orda birazcık gereksiz bir kurgu olmuş ve bana ne kadar düşünsem de saçma geliyor. Doğru, aradan yıllar geçiyor pekala bilinmeyen kadın değişmiş olabilir. Bir kere çocukken sonra genç kız iken daha sonra genç kadın vs. R. Bilinmeyen kadını tanımıyor, onu bilinmeyen kadın yapıyor fakat bir gecelik parasını cebine sıkıştırdığını görüp de ağlayarak evden çıkarken kadını gören uşak tanıyor. Bu kısım saçma geldi bana kabul edilebilir bulmuyorum. Uşak tanıyor ama yatıp kalktığı(bir kez değil hem de) adam tanımıyor. Ve ben bu karaktere(R.)çok kızdım. Bilinmeyen kadın bile kızmazken...Kitabın sonunda o mektup bitince, adamı dövmek geldi içimden... Biraz sert eleştiri olmuş olabilir. Bu saçma tanımama olayina rağmen güzel kitaptı. Zweig çok başarılı öykü konusunda gerçekten. Son olarak çevirmen Ahmet beyi de tebrik etmek istiyorum. Çok başarılı bir çeviri olmuş ve son söz de güzeldi. Tüm Zweig kitaplarını okuyacağım. Ve sizlere de tavsiye ediyorum bol okumalı günleriniz olsun...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225bin okunma
116 syf.
·
Puan vermedi
"Uzay Kapsülündeki Maymun" ismine bakıp da aldanmayın benim gibi, baştan uyarayım. Kitabın adı bende okuma isteği uyandırdı ve okudum. Evet ben bu kitabın adını görünce bir bilim kurgu olduğunu düşündüm ve bence birçoğunuz da bu şekilde düşünmüştür. Ama kitap hayvanları, insanların hayvanlara yaptıkları eziyetleri, kötülükleri vs anlatıyor. Birçok öykü var bunun için. Her hayvan için ayrı bir öykü var. Bazı öykülerde sadece bir hayvanın hayatı,yaşam şekli, hayvan olarak varoluşunu anlatmış. Okurken orda yer almayan diğer hayvanları da siz düşünüyorsunuz. O da böyle yaşıyor, şu sıkıntıları var, insanlar ona bunları yapıyor vs diye. Okurken vay be dedirtmedi ama bilmediğim tanımadığım ilginç hayvanlar öğrendim :) Ve bence bitiş çok güzeldi. Kitabın özeti gibiydi ve kitaptan daha etkileyici idi. Paylaşmak istedim o son kısmı ama uzun biraz ve okumak isteyenler için paylaşmadım. Herkese keyifli okumalar.
Uzay Kapsülündeki Maymun
Uzay Kapsülündeki MaymunHugo Loetscher · Kanat Kitap · 200624 okunma
Reklam
99 syf.
·
Puan vermedi
Düşüş...İnsanın düşüşü! Jean Baptiste Clamence* Kahramanımız... Camus Clamence aracılığıyla eleştirmeye başlıyor insanı ve davranışlarını. Bir barda başlıyor bu anlatı. Bu kitap tam bir Camus eseri. Bu tarz çok okudum fakat okuduğum ilk Camus eseriydi. Camus okumanın tadı başkaymış. Anlatım tarzı üslup bakımından(aziz dostum! Şeklindeki hitabet) Dostoyevski ' nin Yeraltından Notları'nı anımsattı bana. Camus'un felsefesini, hayata bakışını, varoluşçuluk ile ilgili düşüncelerini, din, ölüm, intihar, ahlak gibi konulara bakışını kitaplaştırdığı bir anlatı. Kitap kısa bir kitap ve çok hızlı akıyor, sizi içine alıyor akımına kapılıyorsunuz. Ama en ufak bir dikkat kaybında tekrar okumak gerekiyor. Tek bir cümleyi kaçırmayı kabul etmez. Ben bu tarza alışkın olduğum için doğrusu beni çok çarpmadı lakin alışkın değilseniz dikkatli okuyun. Camusseverlere tavsiyemdir. Keyifli okumalar.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915,2bin okunma
88 syf.
·
Puan vermedi
SPOILER İÇEREBİLİR!!! Baştan yazayım sonra şikayet ediyorlar. Çoğu kişi gibi benim de dikkatimi çeken kitabı okumamı sağlayan kitabın adı oldu. Açıkçası güzel, etkileyici bir isim seçilmiş kitaba. Pazarlama güzel...Kitap bittiğinde yeni bir öykücü ile tanışmanın memnuniyeti içinde idim. İnsanı sıkmayan kısa, birbirinden ayrı ama birbiri ile bağlantılı öyküler var içinde hepsi tek başına bir insanın, hatta yazarın -kendisi hep başkahraman- hayatının öyküsü olabilir bence. Bu açıdan yani ayrı ama bağlantılı öyküler oluşu açısından Cemil Kavukçu'ya benzettim diyebilirim Kerem Işık'ı. Yazar kitabın başlarında ifade ettiği gibi "düşünce kabızı" olayın özeti bu. Ama kitap boyunca bu kahramanın psikolojik rahatsızlığına tanı koymaya çalıştım. Biraz şizofren, biraz obsesif, biraz biraz...Hayatı anlamlandırmaya çalışan insanlar...Hepimiz bir ara yapmaya çalışmışızdır. En sonunda pes edip bırakanlara ne mutlu...Ya sonuna kadar gidenler? O sonsuzluğun içinde kaybolurlar... Tavsiye ederim okuyun. Keyifli okumalar.
Aslında Cennet de Yok
Aslında Cennet de YokKerem Işık · Yapı Kredi Yayınları · 2015172 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Cemil Kavukçu ismi sadece duymuş olduğum kendisi veya kitapları hakkında hiçbir şey bilmediğim bir isimdi. Aynadaki Zaman kitabı ile tanışmış olduk ve iyi ki de tanışmışız. Aynadaki Zaman kitabını gördüm ve ismi merak uyandırdı bende. Evet, sırf ismi için okumak istedim. Açıkçası bu isimdeki bir kitaptan, bir öykü kitabından daha naif bir öykü
Aynadaki Zaman
Aynadaki ZamanCemil Kavukçu · Can Yayınları · 2012292 okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
Kısa ve sürükleyici...Efsanevi ve Ahmet Ümit anlatımı olduğu için sular seller gibi gitti bitti bu kitap da. Fakat "Ninatta'nın Bileziği" adını duyduğumda böyle bir hikaye beklemiyordum açıkçası. Vadideki Zambak için yaptığım yorumu bu kitap için de yapacağım: "Aşk" kavramı çok farklı karmaşık evet bunu kabul ediyorum, saygım da sonsuz aşka, akıldan uzakta olduğunu da kabul edebilirim lakin bu kadar da abartılması canımı sıkıyor bu kitapları okurken. Ninatta soylu bir aileden gelen küçük bir kız iken kalkıp kendisinden çok büyük(babası yaşında) bir komutana(Nuvanza) aşık oluyor ve onunla yatıyor...Sonuç; Tanrıların lanetine uğruyorlar, Ninatta'ya aşık olan başka bir adam ölüyor, Nuvanza'nın karısı intihar ediyor, onların küçük oğulları gidiyor bi yandan...Evet sadık bir aşık Ninatta. Bekliyor, ölene kadar...Gelmediği halde Nuvanza'yı. Ümidini yitirmeden. Nuvanza belki de tanrıların laneti ile yok oluyor bilemiyorum...Evet hikaye dramatik, evet sonu kötü, evet aşk kazansın istiyorum/istiyoruz ama evli ve bir oğlu olan adama aşık olup da yuvasını dağıtmak saf temiz bir aşkı ifade etmiyor bana göre. Ninatta ve Nuvanza da biliyordu saf ve temiz aşkları olmadığını, onlar da biliyordu yanlışları lanetli olduklarını ama "yine de aşığız" diyorlardı. Kızsam mı üzülsem mi bilemedim :/
Ninatta'nın Bileziği
Ninatta'nın BileziğiAhmet Ümit · Everest Yayınları · 20124,808 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Arkadaş! Arkadaşım... Kısacık ömrüne güzel şeyler sığdıran, geride güzel şiirler bırakan Arkadaş... Arkadaş Zekai Özger, 1948 yılında Bursa'da doğmuş ve 1973 yılında 5 Mayıs günü sokakta ölü bulunmuş. Dedim ya kısacık ömür gencecik yaşta yitip giden bir şair...Henüz 25'inde. 5 Mayıs'ta öldüğünü bilmiyordum, öğrendiğimde "ahh benim güzel abimm, uzun abimm...Ben bu gece Mayıs'ın beşiyim.." şarkısı çınladı kulağımda. SBF'nin polislerce basıldığı bir gün başına aldığı ağır darbeler sonucu öldüğü düşünülüyor...Otopsi sonucu beyin kanamasından dolayı öldüğünü söylüyor. Bir şiir kitabı yayımlanacaktı, adı da mutlaka "Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası" olacaktı. Olmadı...Erken, çok erken gitti çünkü. Arkadaş her şairden biraz... Atilla İlhan, Ahmed Arif, Metin Eloğlu, Metin Altıok... Hepsinden bir şiir...Öyle naif öyle içten ki..O genç yaşında öyle halktan, öyle işçiden, öyle hayattan ki... Şiirleri deliyor içini insanın. Şimdi 20'li yaşlarda birine yaz bakalım buna benzer bir şiir desen kelime bulamaz ki duygu bulamaz ki. Kahraman Tazeoğlu, Ahmet Batman vs okuduktan sonra duygu mu kalmıştır ya hu! "Giyecek çamaşır getirdim sana Adettir diye değil, sevdim diyedir. Bağışla, eski biraz Bedenim uygundur diye bedenine Elimle yıkadım, ütüledim Elma ağacında kuruttum." Okurken o yaşta bu duygular dedirtiyor... İncelememi bitirirken Onur Akın'ı dinleyin diye bırakıyorum buraya. Arkadaş'ın Sevdadır şiirinin şarkısı..:) m.youtube.com/watch?v=NnixlyM...
Sevdadır
SevdadırArkadaş Zekai Özger · Mayıs Yayınları · 20011,675 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Arada bir çocuk kitaplarına kaçmak iyidir...Bilmiyorum Pollyanna doğru bir tercih miydi :) Ama elime bu geçti diyelim. Evet dediğim gibi arada bir çocuk kitaplarına kaçmak zihni rahatlatabilir yorgunluğu alır ve en önemlisi çoğu yetişkin insanın istediği gibi bizi çocukluğumuza götürür. Pollyanna değişik bir dünya. Küçükken hep anlaşılmaz ve itici gelirdi bana, ilkokuldan beri almamıştım elime. Yıllaaarr sonra aldım elime sonuç yine aynı o iticiliği hala duruyor ne yapalım okudum bitti yine de. Sıkılmadım asla. Ama ne bileyim bu değişik bir şey. İtici olma durumu yani. İnsanoğlu maalesef her şeyde güzel bir yön mutlu olunacak bir taraf bulamıyor her zaman. Hele de böylesi bir dünyada. Küçükken de hep gerçeklerle yaşardım ondan galiba bu iticilik. Kesinlikle karamsar değilim, küçük şeylerle mutlu olmayı severim. Ama Pollyanna gibi olmak da zor bee. Kitap bitene kadar kulağımda hep "hayat sevince güzel... Bir kuşu kelebeği.. Sevin yeterrr...nannaanaa naaananaana..." çaldı durdu :) Biz Türkler olarak bunun da filmini yapmışız tee 70'lerde. Ve maalesef başrolde hiç haz etmediğim "Zeynep Değirmencioğlu" Bu da iticiliğe bir neden işte. Kitapta Pollyanna Boston'a gidince belediye parkını zengin birinin verdiği davet sanıyor, kabul biraz saf bir kızımız.. Fakaat bu Pollyanna Türk yapımı olunca daha farklı oluyor. Köyden indim şehire yani :) Hemen kaşık bıçak tutmak, başında kitapla yürümek, konuşmayı öğrenmek vs. Küçükken denk gelmeseymişim filme sadece kitabı okusaymışım daha iyi olacakmış. Ama yine de son söz olarak şunu söylemek istiyorum: "Hayat sevince güzel!"
Pollyanna
PollyannaEleanor H. Porter · Arkadya Yayınları · 20169,2bin okunma
Reklam
170 syf.
·
Puan vermedi
İncelememi kitaptan bi parça anlatıp yapmak istiyorum: Çocuk okula gönderiliyor yatılı olarak. Tabi fakirlik cahillik diz boyu...Eğitim yerlerde sürünüyor. Öğretmen bir gün yağmurun nasıl yağdığını oluştuğunu anlatmak için tencerede su kaynatıyor ve tencerenin kapağını kaldırıp buharlaşıp dökülen damlaları göstererek işte böyle oluşuyor yağmur diyor klasik hepimizin öğrendiği şekilde..Çocuk tatilde eve gidince babası yağmurun yağmadığından şikayet ediyor ve yağmur duasına çıkılacağını söylüyor. Çocuk da dua ile yağmur yağmadığını öğretmeninin yağmurun nasıl yağdığını anlattığını söylüyor. Baba da çocuğa bağırıp küfrediyo ve okula bir daha göndermiyor. Fakir Baykurt...Muhteşem bi anlatıcı.Ona teşekkürü borç biliyorum. Işıklarda uyusun...
Efendilik Savaşı
Efendilik SavaşıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2020187 okunma
140 syf.
·
Puan vermedi
"Bu kitabı psikolojisi düzgün insanlar okumalı!" dedim kitabı okurken. Sonra kitap bitti ve kulağımda "beni böyle yargılamayın bayım!" sesleri yankılandı. Düşündüm evet, hepimiz yeraltı canavarı olabiliriz. Kitaplarımızı elimizden alsınlar, yalnız bıraksınlar..Hepimiz yeraltı'mıza döneriz. Bi yerde okumuştum uzun zaman oldu (net de hatırlamıyorum zaten) "lise çağlarında Dostoyevski okuyan iflah olmaz" ya da bu anlamda bişeydi. Doğru diyo..Bi kere başladın mı o zamanlar sonra yıllar geçse de hep okuyorsun. Olsun güzeldi kitap...
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128,5bin okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
Okurken henüz istanbul'da değildim. Ama kendimi istanbul'da hissettim hep. Ve bir yıl sonra İstanbul'a geldiğimde bir gece evde otururken "bozacıı" sesi geldi sokaktan,kar yağıyordu. Koşup camı açtım sanki Mevlüt'ü görecektim...
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,5bin okunma