Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor ve benden saklıyor dünyayı. Bırakalım saklasın. Artık ihtiyacım yok ona, dünyada hiç kimsenin bana ihtiyacı olmadığı gibi…
İnsanlığın ve insansızlığın yüz karasıydım. Kendime acımak istedim. Mutlak bir ümitsizliğe düşmek istedim. Belki tam düştükten sonra çıkmak kolay olurdu.
Aklımı oynatmak pahasına, kendime defalarca telkinde bulundum, insan bir kez olsun, bir an olsun aptalca davransa ne olur sanki diye. Ama fazlasıyla belirsiz bir sözcük olan vicdan denen şeyden kaçamıyorsunuz.