15 Mayıs 1891'de Kiev'de doğdu. 1916'da Kiev Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu, fakat birkaç yıl sonra doktorluğu bırakarak hayatını edebiyata adadı. Kiev Şehir Tiyatrosu'nda sergilenen ilk iki oyunu büyük başarı kazandı. İlk eşiyle Moskova'ya yerleşen Bulgakov, 1922-1926 arasında oyun yazmayı sürdürdü, fakat Sovyetler Birliği'nin ideallerini yansıtmadığı gerekçesiyle oyunlarının sahnelenmesi yasaklandı. 1925'te yazdığı hicivli romanı 'Köpek Kalbi' de benzer bir kaderi paylaşarak, Sovyetler Birliği'nde 1987'ye kadar yayımlanamadı. Aynı yıl ilk eşinden boşanarak Lyubov Belozerskaya'yla evlendi. Sanatını icra edememekten bunalan Bulgakov, 1930'da Stalin'e bir mektup yazarak yurtdışına çıkma izni istedi. Fakat bu talebi reddedilen Bulgakov'a Moskova Sanat Tiyatrosu'nda sahne arkasında bir iş ayarlandı. 1938'de, ölümcül hastalığına yakalanmadan hemen önce başyapıtı sayılan 'Üstat ile Margarita'yı tamamladı. 1940'ta böbrek yetmezliğinden öldü. Kitap ilk olarak 1966-1967 yıllarında, dul eşinin çabaları sayaesinde 'Moskva' dergisinde yayımlandı. Kitap olarak 1973'te basıldı.
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
🌸 Kitap sayısı: 249
• İletinin çok uzun olması sebebiyle pdf'leri tek tek değil, yazar klasörüyle paylaşarak güncelledim.
••• A •••
Abdurrahim Karakoç
• PDF: drive.google.com/drive/folders/1...
Bulgakov. Yaklaşık bir ay önce ismini ilk defa duyduğum bir yazar. Gerçi ben de yeniyim Rus edebiyatında. Dostoyevski ile bile tanışmam yaklaşık 3 ay öncesine dayanır. Tabi bir hayli sevdim ülke edebiyatını ve yazarlarını. Tüm dünyadan çok farklı olsalar da yine de en çok benzedikleri insanlar biziz sanırım. Köylüleriyle, deyimleriyle,
-Spoiler içermez-
Zorluklarla baş başa kaldığımız, sorumlulukları tek başımıza yüklendiğimiz, verdiğimiz kararların bedellerini ödediğimiz zaman, işte o zaman büyümüş oluruz. Yıllarca eğitim almak, kitaplardan okumak, başkasının gözetimi altında bildiklerimizi uygulamak değildir hayat. Biraz cesaret ister yaşamak. Güvenli sulardan çıkıp hayat
Çocukluğumda hayvan sevgisini bana aşılayan La Fontaine'in fabl eserleri sayesinde istisnasız her hayvana karşı içimde aşırı derece bir hassasiyet oluşmuştu. (bir tek fareleri sevemedim, bir de çakalları) Okuduğum her La Fontaine hikayesinden sonra öyle etkilenirdim ki, bazı hayvanlarla konuşmaya çalışır, cevap alamayınca da ''geri zekalı bu