Atayın Ruhu

Atayın Ruhu
@Konomi44
Oğuz Atay ...
İstanbul
33 reader point
Joined on November 2017
Yine buradayım,bu eski tahta kapının önünde uzun zamandır gelmemek için direndiğim bu kapının eşiğinde buluyorum kendimi ,parmaklarıma kadar bir elektriklenme hissediyorum, bedenimin içinde hiç kullanmak istemediğim bir yeri beni buraya getiriyor.Kapıya yavaşça vuruyorum.Semiha Hanım’ın ayak sesilerini duyuyorum o an bir heykel gibi
Reklam
O kapının önüne son gittiğim anı hatırlıyorum Münevver Hanımın yoksa Semiha mıydı? Hafızam da giderek yaşlı bir kelebek gibi yavaşlıyor, isimler, anılar,hatıralar,düşünceler kafamın içindeki dolapta çürüyor.Tahta kapıyı son çalışımı kesik kesik hatırlıyorum. Elime tutuşturulan günlüğün son sayfası o yaşımda Bilgenin son nefesi ,son gözyaşı,son
Temmuz elindeki bilete baktı Üç Kızkardeş iki seansı sonra bir şey unutmuş gibi heyecan içine saatine baktı üçü çeyrek geçiyordu biletleri geçen hafta almıştı unutmamak sürekli cebinde taşıyordu genede unutmuştu şaşkın bir dalgınlık içinde ellerini cebine soktu yürümeye başladı genelde yokuş yukarı yolları ve kalabalık caddelerden geçmiyordu eski ve ara sokaklardan yürümesini seviyordu yürüdükçe aklının kapıları açılıyor yürürken yazabilse oda bir baş yapıt yazabilirdi ama ne karakterlere söz geçirecek gücü vardı nede yazacak kadar çalışkandı ne zaman eline kalem alsa başında tembel periler dolanıyor o an sıkılıyor hemen bırakıp uyuya kalıyordu. Temmuz nereye gittiğini bilmeden yürüyordu ...

Reader Follow Recommendations

See All
Bütün gücümüzle yaşıyorduk ve hiçbir zaman sonu düşünmüyorduk
Aklımdaki nedenlerle boğuluyorum
Reklam
Kafam ilk on beş yaşımda yandı, ben o mezarın başında çok ağladım .Ruhunu kafatasımın içine bir yerlere hapsettim,bedenin için avuç içlerimde yer kalmadı, özel şirketlere gebe oldu üstündeki o toprak,ben o mezarın başında çok ağladım, durduramadığım öfkemi o küçük kızın gökyüzüne yitirdiği balona üfledim ,başım dönüyor, diyorum ki hiçbir ev
Temmuz kolundaki saate baktı sanki bir yere geç kalmış gibi adımlarını hızlandırdı ama saatin kaç olduğunu anımsayamadı tekrardan saatine baktı dokuzu on dokuz geçiyordu midesinin bulandığını hissetti o eve girmek istemiyordu ama ayakları Temmuzu o eve götürüyordu - dur dedi kendi kendine gitmek istemiyorum o oda beni delirtiyor sanki ruhum o kapının eşiğinde bedenimden ayrılıyor ne dokunduğum eşyayı hissediyorum ne yediğim yemeğin tadını alıyorum.İlk günah bu odada işlendi, Adem o elmayı bu odada ısırdı, İsa çarmıha bu odada gerildi Temmuz'un kafası giderek karışıyordu ani bir hareketle kafasını sağa sola salladı düşünceleri bir anda yok oldu evin kapısına geldiğini fark etti anahtarı yavaşça çıkardı kapının deliğine soktu tüylerinin kabardığını hissetti her gün ayn rutin ayini bu kapının önünde yapıyordu kapıyı açtı lanetli bir mezara girer gibi adımlarını dikkatlice attı oysa her gün aynı odaya giriyordu paltosunu çıkardı dolabı açtı atıştırmalık yiyecekler ve düşüncelerini engellecek alkolü çıkardı. Ahşap masasına baktı üzerinde onlarca yazılmış sayfalar duruyordu dün içtiği içkilerin yanına elindeki koydu sandalyesine oturdu kalemlerin yanında duran gözlüğünü taktı ucuz biranın kapağını açtı boğazı yanana kadar içti yiyeceklere göz gezdirip hızlıca atıştırdı bu sefer tekrardan ve daha uzun bir yudum aldı
Poe uzun zamandır içmiyorum başımın dönüp zamanımın yavaşlanmasını aslında çok seviyorum ama Poe ben hep mutluyken içerdim .Mutsuz insanların neden içmeye gerek duyduğunu bir türlü anlamıyordum canım yanacaksa Poe bir saniyesini bile kaçırmak istemiyorum bağırmak ,haykırmak yarama ellerimle bastırmak istiyorum çünkü Poe bu yarayı ben açtım benim kabukbağlamam lazım
511 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.