Bazen öyle bir noktaya gelirsiniz ki içte en ufak bir kıvılcım yanmaz neyi ne için yapacağını bile kestiremez kararmasa da gözlerin açık olsa da önün göremezsin.
Gençaptal
Sen zannetme ki virüs sadece yaşlıları öldürüyor. Vaka sayısı biraz daha ilerleyince hastaneler tıklım tıklım olunca ve sen tedavi göremeyince senin de kurtuluşun zor olacak.
Kabullenmeme
Sana seni anlattığım için teşekkür etmek yerine bana darılman beni üzmez. Beni üzen şey senin kendini bilememen.
Okur Takip Önerileri
Corona
İranla yapılan ticarette tüm önlemler alınmış. Üç tır kontrollü geçiş yapmış. Hadi virüs cansız ortamda iki üç saat yaşayabiliyor. Peki insanda 27 güne kadar ulaşan kuluçka dönemine ne demeli. Getiren şöförlere hangi tetkik yapılırsa yapılsın kuluçka dönemindeyse virüs, tespit edilemez.
Masumiyetabidesi
Birine iyi veya kötü dememiz için empati yapmak yeterli olmaz onun hafızasıyla yaşamak lazım. Empati denen şey iki saniyelik gerçekle alakası olmayan aptalca bir tutum. Karşınızdaki kim olursa olsun doğru olanı yapıp net bir kişilik ortaya koyarsanız şayet ne karşıdaki incinir ne siz kendinizi kandırırsınız. Meyda konusuna gelince ordaki riyakarlık tam anlamıyla mide bulandırıcı. Kimse sizden birine acımanızı sahte merhamet göstermenizi beklemiyor.
Parazit
Sıkılmadan izledim filmi. Aç ile tokun arasındaki uçurumu ince detaylar kullanarak göstermiş. Ve bunu hangi yolla olursa olsun duyurabilene karşı empati duyuluyor.
TEK TİP DÜŞÜNCELER
Sıradanlaşmış muhabbetleri oldum olası sevmedim,sevemedim. Yeni bir şey öğrenmeden bi fikir üzerine düşünmeden bir yerde hiç rahat oturamadım. Konuşmadığım an birşeye mi canın sıkıldı diyorlar, tekdüze muhabbetinden sıkıldığımı söylemeyerek en azından eğlenelim diye şakaya espriye komediye yöneliyorum neşen yerinde diyorlar. Tartışacaklarını anladığımda birbirlerini kırmasınlar diye bir şey ortaya attığımda ne alakası var, kendi kendine neler düşünüyorsun diyorlar. Onlara ; bakın oturduğumuzda senin bana karşı kendini ispat etmene gerek yok. Yaptığın işler kurnazlıklar yediğin içtiğin kazandığın kaybettiğin aldığın sattığın beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren iki şey var. Dokunabilecek yardımım, katabileceğin değer.
Büyük Boşluk 2
Bir de psikolojik sorunlu olduğu sanılanlara gelelim:
Düzene değil karşıtlığı. Düzen dediğimiz şey senin benim isteğim doğrultusunda var olabilir ancak. Karşıtım kader diyip kenara çekilene, karşıtım sorgulamayana, karşıtım yeniliklere açık olmayana, karşıtım benliğe bakmadan giyimdeki özene bakana.
Büyük Boşluk
Hayır efendim. Bu bir psikolojik vaka değil. Gerçek psikolojik vaka; hayat boyunca sadece çalışmak, yemek yemek, değer katmayacak arkadaşlarla sohbet etmek, belli bir kalıba gireceğim diye kendini olmayan karakterlere bürümek ve sonunda bir hiç olarak yok olup gitmek.
EĞİTİMCİ EBEVEYNLER
Ebeveynlerin çocuklarına karşı ilk görevi
Onu hayata karşı en erken zamanda hazırlamasıdır. Çocuk en güzel eğitimi en sevdiği kişiden alır. Çünkü onun için annesi melek, babası kahramandır. Anne yedirmeden önce : o yiyeceğin nasıl bir emekle üretilip geldiğini ve kendilerinin de onu alabilmek için nasıl bir işte çalıştığını anlattıktan sonra, o yemeği haketmesine rağmen bulamayanların olduğunu, haketmemesine rağmen o yemekten çok daha fazlasını çöpe döküp te paylaşmayan insanlar olduğunu, bu dengesizliği aklında tutup bir gün karar verecek bir noktaya ulaşırsan, bu işleyişi değiştirmen dünyaya bırakabileceğin en güzel armağandır demeli bir anne.
Baba çocuğa hırsı öğretirken paylaşmayı öğretmeyi unutmamalı, çocuğuna güven için erken yaşlarda küçük sorumluluklar vermeli, hayata , bu yarışa erkenden hazırlamalı ki çocuk tek kalınca yüzme bilmeyen birini denizin ortasında gemiden atan ebeveynler gibi olmasın. 2 yabancı dilin basic seviyesini rahatlıkla vermeli ebeveynler. Ama ne olursa olsun geç kalınmamalı!
Duygusuz Koyunlar
Evet efendim ben insanım. Yeri gelir aziz yeri gelir aciz olurum çünkü ben insanım. Ama siz duygusuz koyunlar nasıl oluyor da otlarken aziz olduğumda görmezden gelirken, aciz halimi görmeyi kaçırmamak için otlamayı bırakabiliyorsunuz?
Denge şart.
Geçen gece bir tv programında ismen tanıdığım ünlü bir kişinin anlattıklarını paylaşmak istiyorum. Diyor ki, insanda üç ana olgu vardır. Düşünce, arzu, öfke. Arzu istedikçe düşünceyle zıt düşer. Bu zıt düşünce öfkeyi meydana çıkarır. Düşünceyi dengede tutan hikmet sahibi, arzuyu dengede tutan iffet sahibi, öfkeyi dengede tutan cesaret sahibidir. Bu üç olguyu dengede tutan kişi ise olgun dediğimiz kişidir.
İkiyüzlü medya
Evlilik programları kaldırıldı. Şimdi aldatan, yaralayan, öldüren, cinnet geçiren, çocuğunu darp eden, yaşlı ebeveynlerini kapıya atan kötü aile seneryolarıyla, bir toplumun zihinsel sağlığıyla oynanan programlar revaçta. Kendilerini güya şiddet ve zulüme karşı bir ses olarak gören medya yetkilileri aslında daha fazla tiraj yapıp gelirlerini artırma arzusunu arka planda tutanlardır.
Zorunluçoklukarakterihtiyacım
Her an her dakika farklılık isterim. Öyle ki monoton bir hayatı şartlardan dolayı zorunlu bir şekilde kabul etmişsem şayet , farklılık olsun diye bu kez de karakterimi değiştirir farklı tiyatrolar sergilerim mesela bir gün eğlenceli bir gün kaygılı bir gün hayat dolu bir gün ciddi olurum bir gün sapıtırım insanlarla uğraşırım ve inanmazsınız belki ama çok ta eğlenirim.
Hayata değer katan amaçlar hedefler ve hayallerimizin (durum ne olursa olsun,hayat ne getirirse getirsin) asla katili olmamalıyız. Başaramasak ta, bunları yeni nesillere aktarmak en büyük görevimiz olsun.
İnsanın iç huzuru; istediği,hayal ettiği şeylerin istediği zamanlarda olmaması halinde yerle yeksan olacaktır.artık o insanı hiçbirşey mutlu edemez.