AHMET KARANLIKTAGEZER

AHMET KARANLIKTAGEZER
@Krnlktgzr
AYBÜ SBF
Ankara
2000
48 reader point
Joined on December 2019
bu rüzgarın tadı senin hiç tatmadığın bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor konuştukları dil ömrünce duymadığın gözlerini sakla sen burda bir yabancısın akşam tren raylarına yağmur yağıyor devrilmiş bu sokak ayak basmadığın çarmıha gerilmiş afişler ıslanıyor karanlıkta bir kadın tanımadığın bir şeyler söylüyor anlamadığın şüpheli oteller üstüne geriniyor sen burda bir yabancısın saklanmalısın akşam tren raylarına yağmur yağıyor
Reklam
hangi şehirde olsa sabahları yabancı boğulmuş geceler mahallesini bir türlü bulamıyor hangi otobüse binmesi lazım bilemiyor yanılıyor herkesin gittiği yer onun gitmeyeceği terazi burcunun kötümser çocuğu namuslu bıyıkları kirli siyah ah ömer haybo
Eğer sen yine İstanbul'san Yanılmıyorsam Koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim Sicilyalı balıkçılara marsilyalı dok işçilerine Satır satır okumak istediğim Sen Eğer yine İstanbul'san Eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim Ulan yine sen kazandın İstanbul Sen kazandın ben yenildim Kulaklarımdan

Reader Follow Recommendations

See All
Genç siyahlığı nura eriştirinceye kadar, aklık zavvallı ihtiyarı mezara götürür. Gencin saçı ağarıncaya kadar ihtiyarın saçı onu mezara götürür.
Sayfa 275Kitabı okudu
Ruh , incitilemez... İncitici , aşağılayıcı hiçbir şeyi üzerine almaz ruh... İnsan ruhuna hiçbir şekilde dokunamazsın...
Reklam
Pırıl pırıl, çok tatlı bir sabah, ama ben biraz keyifsizim; kimseciklerin olmadığı kırlara doğru uzaklaşmak istiyorum; çünkü biliyorum : İnsanlar hep yaptıkları gibi bu aydınlık, ışıl ışıl günü de kirletecekler.
Devlette ortaya çıkan hastalıklar önceden görüldüklerinde çabuk iyileştirilirler; ama bu hastalıkların görülmesi ve herkesin görebileceği şekilde büyümelerine izin verilmesi durumunda, artık herhangi bir tedavi söz konusu olamaz..
Uygunsuz kadının elinden timsahın ağzına kaç. Namus ile ölmek, namussuz yaşamaktan çok iyidir.
Mergazlı bir divane ne güzel söyledi. Bir söz söyledi ki, o söze karşı hayretle dudağını ısırsan yeri vardır. Sözü şudur. Ben eğer insanları gıybet edecek olsam, anamdan başkasını gıybet etmezdim. Çünkü akıllı insanlar bilirler ki, insanın taât ve ibadetinin anasına verilmesi daha münasiptir.
Yolda kalmış bir piyade: Bu sahrada benden daha âciz, kim var? diye ağlıyordu. Yük çeken eşek onun sözünü işitti: «Hey akılsız, ne var ki feleğin çevrinden şikâyet ediyorsun? Yürü, Allahına şükret. Eşeğe binmemişsen, benim gibi yük altında değilsin ya!» dedi.
Reklam
Başlarına halktan cefa taşları yağdığı için, Tanrı dostlarının baş üstünde yerleri vardır.
Gönlüm yârin sevgisiyle o derece doludur ki, oraya kin sığmaz.
Arkadaş! Methü sena ipiyle kuyuya inme. Hatem gibi sağır ol, kendi kusurunu kendi kulağınla dinle. Sadi’nin sözünden yüz çeviren, saadet ve selâmet bulamaz. Benden daha iyi nasihatçiye ihtiyacın varsa, vay olmuş senin başına.
Sel suyu korkunç, heybetli aktığı için baş aşağı yuvarlanıp gidiyor. Çiğ ise, âciz, ufacık olarak düştüğü için güneş onu muhabbetle ayyuka eriştirmektedir.
Bir köle benim arkamdan kötülüğümü söylemiş olsa söylenmiş, bitmiş, geçmiş gitmiştir. Onun sözünü alıp bana getiren kimse, söyleyenden daha beter fenalık yapmış sayılır. Birisi bir ok atsa da yola düşse, vüduma incitmemiş, bana bir fenalık vermemiştir. Fakat oku sen alır getirir de, vücuduma saplarsan, oku sen vurmuş olursun.
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.