Furkan Çeri

Furkan Çeri
@Laiksokrates
28 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
"Ağlamak, anlatamadıklarımızın zekatıdır" demiş Zarifoğlu. İnsan anlatamadıklarıyla insandır. Sen, seni anlayana mucizesin.
Reklam
mış risalesi..
-mış risalesi: Sevmenin yükünü dile yüklemek kolaymış da uçan hep söz olurmuş. Giden heybesine aldığını alırmış, söz uçtuğuyla, dil söylediğiyle kalırmış. Seviyorum demek güzelmiş de gidiyorum demek zormuş, seviyorum diyene azap, gidiyorum diyene kolaycılıkmış, iblis gitmeyi kolay kılmış. Giden gidermiş de gitmeye sebep neymiş; Korkak mıymış, öfkeli miymiş, çaresiz miymiş? Giden gitmiş de hüznü ayaklandırmak kalana kalmış. Kalan ise, anlatamadığı öfkesi ile baş başa kalmış. Kalan anlatırmış da yürekli olan susarmış sevmek yürek işiymiş akıl sır erdirilmezmiş. Gitmenin ve üzmenin marifet olmadığını giden söylermiş, kalanın suskunluğuna inancı tammış. Lafı uzatmak da varmış da dinleyeni bulmak zormuş. Kalan düşünürmüş çünkü düşürülmüş. Giden düşünmezmiş öyle ya Zalimin ok'u mazluma merhemmiş de ne zalim de ok tükenmiş ne mazlumda yara izi. Sevgisine talip olunan zerresini nasip etmezmiş de özlemine talip oldun mu hiçbir şey eksik etmezmiş. Yokmuş öyle sevgiyi oltaya takıp sonsuz deryaya rastgele deyip salmak Nazım olurmuş, Edip olurmuş, Turgut olurmuş... "Kalp mi insana sev demiş, yoksa yalnızlık mı körüklemiş. Sahi sevmek neymiş? Bir muma ateş olmak mıymış, yanan ateşe dokunmak mıymış?" "Sevmek bu muymuş? Değil miymiş? O da mı değilmiş?" Vallahi değilmiş...
Herkes yapabildiğini, kendine yakışanı yapar," deyip savuşmak iyiymiş. İşte o da öyle yapmış, her vardakosta gibi hedefi vururum, o da bana yeter demiş ama kalan sağlar, vurulmayıp kalanlar her zaman her durumda işi bozan işte onlarmış. Kalan sağlar bizim miş de, biz kim mişiz?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Nasip etmeyen de eksik etmeyenden halliceymiş.
Sevgisine talip olduklarımız zerresini bize nasip etmediler, özlemine talip olduklarımız hiçbir şeyi eksik etmediler...
" Eskiler ağlayana, söyleyene, söylenene inanmazmış, acının sükûtuna ve dile gelmezliğine inanç tammış. Dünya işte, önden giden arkadan gelene gülermiş"
Reklam
Demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş çünkü, hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer çiğ tanesi sanmak ne cüret,gözyaşıymış insanın insana raptolduğu cevher..
İnsanın şu ya da bu şekilde kendi gerçekliğini kavrayamaması terimi en iyi bilinen anlamıyla Karl Marx kullanmıştır. Marx’a göre bu kavram, insansal ürünlerin insanı boyunduruğu altına alan karşıt güçler haline gelmeleri ve bunun sonucu olarak da insanı insan olmayana dönüştürmeleri sürecini dile getirir. Tarihsel süreçte insan , tarihsel ve toplumsal yasaların bilgisini edinip onlara egemen olamamasından ötürü, toplumsal gelişmeyi insansal özünü geliştirici bir biçimde geliştirememiştir. Toplumsal yasaların bilincine varmadan toplumsal gelişmeyi bilinçle ve insanca yönetmek olanaksızdı. Bu bilgisizliğin sonucu olarak, tarihsel süreçte hep kendisine yabancı, eş deyişle insansal olmayan ürünler ortaya koymuştur. Bundan ötürü insan, yarattığı özdeksel ve tinsel dünyasını durmadan zenginleştirdiği halde bizzat kendisini özdeksel ve tinsel olarak durmadan yoksullaştırmıştır. Bunun sonucu olarak insan , bizzat kendi kendisine yabancılaşmış ve insan olmayana dönüşmüştür.
Kendini beğenmişlik bizim doğal ve başlangıçtan beri sahip olduğumuz hastalığımızdır. Bütün yaratıkların en felâketlisi ve en narini insandır, buna rağmen bir de en gururlusudur. Kendini burada dünyanın çamuru ve pisliği içine yerleştirilmiş, en beter duruma sokulmuş ve çakılmış, gök kubbenin en uzak katındaki bu ölü ve çürümüş yere en beter durumdaki hayvanlarla birlikte konulmuş olarak görmekte ve kendini hayalinde ay çemberinin üzerine çı­kartarak, göğü ayaklarının altına getirmektedir.
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.