İnsanların çoğu, zamanın yaralara merhem olacağına inanır. Bir zamanlar çektiği ya da şu an çekiyor olduğu acıların üstünden takvimler geçerse iyileşeceğini sanır. Hayatı anlamlandırmak herkes için kolaydır aslında ama bunu yaparken herkes bir şey unutur; hayat anlamlandırılmaya değil yaşamaya ihtiyaç duyar. Nefes aldığımız sürece geçmişimizden kalan yaralar daima içimizde bir yerlerde bizimle solur havayı, bizimle birlikte uyur ve hatta bizimle birlikte uyanır oysa. Herkesin bir hikayesi, kanayan veya kabuk tutan bir yarası vardır. Sadece bazıları daha iyi gizler bunu. Öyle gizler ki hem de, kendisi bile unuttuğunu zanneder. Sonra zaman, der. zaman her şeyin ilacıdır. Öyle değildir, zaman hiçbir şeye derman olmaz aslında. Alıştırır insanı sadece, zaten insan da alışmaya meyilli bir varlıktır neticede. Ama bir gün, kaçtığı şeyler insanın karşısına mutlaka çıkar. Ve o gün, zafer geçmişindir.