Hiçlikteki birini arıyorum.
Kimsesizliği acıyan,
Ölememiş umutların sesini duyan.
Anlaşılmayan kalemlerin mezarlığında,
Unutulmayan kokuların evinde,
Birini arıyorum.
Hiçlikteki kendini, kayboluşta bulan
Birini arıyorum, kendini bilen.
Beni bana öğretsin diye...
Gölün Dibindeki Ev) ile kıyaslanamayacak kadar iyi. Yazar akıcılıkta ve gerilimi aktif tutmada oldukça başarılı. Kitabı elime almamla sona gelmem bir oldu. Geçmiş ve şimdi arasındaki geçişler bazen çok keskin yerlerde yapılmış. Ama hem geçmiş hem de şimdiki zamanda yazar duygularınızı -heyecan, korku, öfke ve sona yaklaştıkça üzüntü- diri tutuyor. En baştan sona kadar ne olduğunu dahi bilmediğimiz insanları delirten "şeyi" ya da "şeyleri" tasvir etme çabasına girilmemesi kitabı diğerlerinden ayıran mühim bir özellik.
Önemli uyarı: Kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Kitabın sonu devam etmeliydi, böyle bitmemeliydi hissi uyandırıyor.
Korku filmlerini sevmeseniz bile bu kitabın filmini izleyebilirsiniz. Klasik ani ses ve ışık efektleri yok. Korkunç değil ama çok gerici. Gerim gerim geriliyorsunuz. (Bird Box)