"Eğitim ve sağlık hizmetleri için büyük meblağlar sarf etmekte, halkının selâmeti, refahı ve mutluluğu için yorulmak bilmeden çalışmaktadır. Padişah'tan korkabilirsiniz, hattâ nefret bile edebilirsiniz, ama onun çalışkanlığı ve adaletini inkâr edemezsiniz. Savurganlığa son veren tutumu ile Türk maliyesini
ıslah etmiş ve ülkeyi baştanbaşa demiryolu ağıyla
döşemiştir. Nezâketi, misafirperverliği ve sevimliliği Batı hanedanlarının ve devlet adamlarının hürmet ve sevgisini kazanmaya yetmiştir. Türkiye canlanmasını Padişah'ın enerji, ustalık ve vatanperverliğine borçludur. Sultan Hamid'in bu açıdan değeri hiçbir şekilde inkâr edilemez.”
Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim bu vatanı
kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır.
(Sultan II.Abdülhamit Han)
Geçirdiği bir kaza sonucu felç olmasına rağmen hiçbir engelle aldırış etmeden Kur’an ve sünnete sımsıkı bağlı olup Allah yolunda şehadeti arzulayan,tekerlekli sandalyeye rağmen halkı Cihat ve işgal edilmiş Toprakları arındırma ya yönelik bilinçlendiren ve bir araya getiren, Kudüs ve Filistin davasının öncülerinden, Hamas’ın kurucusu ve manevi lideri şehit Şeyh Ahmet Yasin’in hayatında çektiği acılara,işkencelere ve bedenindeki engel ve hastalıklara rağmen Allah yolunda nasıl cihat ettiği, işgale karşı nasıl direndiğini anlatan, Okuyanlara örnek olacak bir şahsiyetin hayatına değinen herkesin okuması gereken bir kitap.
Israil'in sonu ne olacak?
Israil, zulüm ve gasp üzere kurulmuştur. Varliğı; zulüm,gasp ve işgal üzere olan her milletin akibeti, yok oluştur.Ben inanıyorum ki, İsrail yok olacaktiır. Allah'ın izni ile gelecek yüzyılın ilk çeyreğinde, yani 2027 ylında İsrail devleti var olmayacaktır... Peki, neden bu somut tarih? Çünkü ben Kur'an'a inanıyorum. Kuran, çağların her kırk yılda bir değişeceğini bize haber veriyor. İlk kırk yılımız, büyük felaket ve musibetlerle geçti. Ikinci kırk yılımız; intifada hareketi, karşı koyma, meydan okuma, savaşma ve bombalar çağı olarak başladı.Üçüncü kırk yılında ise, Allah'ın izniyle-israil devletinin sonu olacaktır. Çünkü Rabbimiz, yoldan çıkan israiloğullarına, kırk yıl Sina'da ceza olarak kalmalarını farz kılmıştı.. Niçin? Hasta ve yorgun olan nesil, savasçı ve savaşabilen bir nesille değişsin diye. Bizim de ilk çağımız, geçen felaket ve musibet çağımız idi.Sonra, taşlar ve bombalar çağı doğdu. Gelecek olan yeniçağ Allah'ın izni ve keremiyle özgürlük çağı olacaktır.
Zafer gerçekleşecektir. Özgürlük gelecektir... Önemli olan; duamızla beraber, pratik olarak, Filistin halkına ve Filistin halkının savaşına destek vermektir. Ancak bu destekle zafer ve özgürlüğe kavuşabiliriz.
Milletler, eşit şartlara sahip olan fertler gibidirler. Gün gelir, geçmiş tecrübelerden yararlanır; büyür, ilerler ve hayırlı ilerleme meydana getirirler.
Milletler, gün gelir, geçmiş tecrübelerden yüz çevirir, daha önce tecrübe edilen şeyleri tekrar tecrübe ederek ilerlemeyi durdururlar; vakitlerini boşa harcarlar, kendilerini yorarlar ve çabaları zayi olur.
Bu durumu şair ne güzel de ifade etmiştir:
"İbret sahneleri içeren tarihi oku!
Geçmişi hakkında bilgi sahibi olmayan kavim yok olur."
Tarihte nice ibretler ve önemli tecrübeler vardır.
Biz, bizden öncekilerin Allah'ın kitabını muhafaza ettikleri gibi muhafaza edenlerdeniz. Biz, İslam sancağını dik tutanlar gibi sancağı zirveye taşıyanlardanız. Dini yayan kimseler gibi daveti yapanlardanız. Ey İslam kardeşim! Biz, Allah'ın askerlerinden bir askeriz. Biz, Filistin'de Müslüman kardeşlerdeniz. Şiarımız ise şudur:
Gayemiz; Allah, önderimiz; Resulullah; düsturumuz (anayasamız); Kur'an, yolumuz; cihad, en yüce temennimiz; Allah yolunda şehadettir.
Biz, Şafii mezhebinin imamı, İmam Şafii'nin özlem duyduğu topraklardayız.