"Şiir ve hikayelerim arasında, yazmış olmaktan utanacağım kadar kötüleri olduğunu biliyorum." Yazarın önsözde de dediği gibi, kitapta kötü denecek öyküler vardı, ama mükemmel bulduğum öykülerde vardı. Mesela; Kanal adlı öykü o kadar içime dokundu ki özellikle birbirleriyle can ciğer dost olan insanların, çıkarları için yani sırf aç kalmamak için düştükleri çatışma, gerçekten yüreklere dokunuyor.
Kanal adlı öyküden:
Ecel gelir kapımızı dolaşır,
Kara haberimiz köye ulaşır,
Çifte gelin kuzu gibi meleşir,
Yuma hocam, yuma, kanımız aksın,
Dostumuz ağlasın, düşmanlar baksın.
Bir diğer öykü ise "Bir Cinayetin Sebebi" adlı öyküydü.
Öyküde, sırf hevesleri için bir kişinin yanlış şeyler yapabileceği ve ülkemizde Katilere, Suçlulara sanki güzel şeyler yapmışacasına hayran kalındığını, kaleme almış yazar.
Bir Cinayetin Sebebi adlı öyküden:
Sokakta görseler başlarını bile çevirmeyecekleri bu adam katil olunca gözlerinde bir ehemmiyet almıştı.
Kumar falan bilmiyordum. Elimdeki yüz lirayı iki gecede yemek için çekmediğim kalmadı.
Birde Bir Delikanlının Öyküsü adında ki öyküyü sanki bizzat yaşıyor, bizzat gözlerimin önünde görüyormuşcasına okudum. Sanki öykü okumuyor da tiyatrodaymışım gibiydi.