İnsan, hayvanla Üstinsan arasına gerilmiş bir ipten gayrısı değildir, uçurum üstünde bir ip. Korkulu bir geçiş, korkulu bir yolculuk, korkulu bir geri bakış, korkulu bir ürperiş ve duraklayış... İnsanda büyük olan, onun köprü olmasıdır, erek değil.
Örneğin gerçekçi olmayan bir beklentiye girmişim ya da savrulmaya başladığımı hissediyorum. Kendime şu soruyu soruyorum; "Doğan niyetinin farkında mısın?"
Bri yerden sevmeye devam edebilir miydim? Çünkü sevmek, yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. Ya hiç sevmemişsem bugüne kadar?
Ülkeme ve insanlarına kızmaya başladım: Kimsenin doğru dürüst okuduğu yoktu. Doğru dürüst hissetmesini bile beceremiyorlardı. Bu yüzden insan, duyduğu şeyleri söyleyen insanların kültürüne güvenemiyordu.
Korktuğumuz zaman analiz etme ve düşünme becerimizi kaybediyoruz. Korkumuz bizi felç ediyor. Ayrıca tüm diktatörlerin motivasyonu bilinçaltlarındaki bu korkudur.