Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mahmut öztürk

Mahmut öztürk
@Mahmutoztrk
Uçak bakım teknisyeni
Ege üniversitesi
Ontario
27 Nisan
194 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
Şuan elimde kitap kalmadı öneri yaparmısnız? Kısa özeti olacak şeklde konusu farketmez?
Reklam
Başkasıyla konuşmaktansa kitaplara on puan vermeyi tercih ederim /ediyorum/edeceğim...
Hem bekledğin olayın gerçekleşmesi kçük bir ihtimale ve şansa bakıyo hem de o beklentinin seni şans aracılığıyla bulmasını istiyorsun... tanısı: şansın şansızlığı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir söz söylemeye geldim şayet olurda söyleyemezsem ölüm alıkoysa bile o söylenecektir yarınlar tarafından çünkü sonsuzluk hiçbir sırrı bünyesinde barındırmaz Dünümüz, bugünümüz, yarnımız... dinimiz ve tapınağımızdır oraya giderken varını yoğunu almaya hazırmısn????
V’eda Gerçekliğin içinde veya hayalimde bile değilken neredeyim ben? Ne aradığıma dair herhangi bir fikrim yok. Belki de böylesi iyidir derken o kadar uzaklara düşüyorum ki kendimi labirentin en başında buluyorum. İşte öylesine uzak yaşadığım duruma, öylesine uzak şeylere karşı bir ilgi uyanıyor içimde. Dikkatlice sokulup kulak kabartıyorum. Koyu
Reklam
I hate that natural curse called hope,which causes the most desperate children of the world have the most imposible dreams..
Tek bildiğim başım dik kollarım açık yürümüştüm sana zaten ancak başın dik ise kolların açık olmaz mı? Eğer inkâr edip yadsırsam sana ve diğerine olan yürüyüşümün aksayacağını biliyordum.
Sen benim Allah’la imtihanımsın.’ Evet böyle söylemişti. Sözlerin hesapsız fakat büyük yapıtlar gibi beklenenden daha fazla anlam taşıyor. Bu tutumun hangi içli din söylevine giriyor orasını araştıracak değilim.
Anonim
Şimdi sayfalar dolusu senle ilgili yazılar arasına biçare yanan dudaklarımı ellerinin üzerine koyarcasına değdirip bekliyorum, ruhumun derinliklerinde yatan tüm erdemleri uyandırmak istercesine – hayali ellerine- kokunu çekerek uzunca bir öpücük bıraktım.
Tüm bu eksiklikler yetmezmiş gibi suçlanacak olan da benim, yalana başvurulduğu için benim suçlu... Bak işte bugünde uzaklaştık gerçekten, yeniden yalanlar galip geliyor. Bir tavsiyem var sana itiraf. Korkudan ötürü ya da insanlardan çekindiğinden ötürü diyeceksin ama anlayamadığın yalan daima var orada. Suya gitmeden kırıkmış bu testi. Bende yalana başvurmamak için kesmeliyim burada. Korkunç birşey değil mi şu yalan kişiyi kemiren daha korkunç birşey düşünemiyorum. Kendi gücümle bu işlerin altından kalkabilmeyi denemek çılgınlıktır , çılgınlıkla da ödedim bak! Sende merak ediyorsundur nedir hala bitmeyen! Bu yapışıp kalmalar bu kök salmalar beslenebilir di belki toprağı bulunca. İnsanların kişiliğide böyle çıkmaz mı ortaya ? Koparıp atamazsın öylece bir mana bulmuşsundur, onda yaşar , onunla güler , giderek daha beslenir bunu mu sorgulayıp değiştirmek istersin? Hiç mi aklına gelmez neden eziyet çeker bu adam , neden herşeyden eline ayağını çekmiştir? Bu herşeyden el çekme, olumsuzluk istenilecek şey değildir elbet, olsa olsa zorunda bırakılmıştır aslında. En çok acı verende birlikte geçireceğimiz bir gelecekten neden söz etmiştin ki bana. Olmayacağını bildiğin için mi? Bir çok mekanda değinmiştik o konuya, ezelden beridir eksikliğini duyduğumuz bir şey gibi konuşuyorduk, ya da öyle gelmişti bana. Güzel adlarla çağırıyorduk onu hatırlarmısın? Ama bir türlü karşılık gelmiyordu seslenilenden. Şimdi daha iyi anlıyorum nasıl karşılık verebilirdi ki o! O hiç olmamıştı ki!
Reklam
Gerçekliğin içinde veya hayalimde bile değilken neredeyim ben? Ne aradığıma dair herhangi bir fikrim yok. Belki de böylesi iyidir derken o kadar uzaklara düşüyorum ki kendimi labirentin en başında buluyorum. İşte öylesine uzak yaşadığım duruma, öylesine uzak şeylere karşı bir ilgi uyanıyor içimde. Dikkatlice sokulup kulak kabartıyorum. Koyu bir sessizlik! Yaşı ne kadar büyük olursa olsun her insan ruhunda bir çocuk taşır, bende ellerinden çok fazla etkilenmiştim, iç güdülerim tarafından yuvaya dönmüş gibi ona doğru çekilmiştim.
Hiç kimse sana yalnızlığın hüznün yandaşı olduğunu söylemedi mi yoksa? Ya içerde tutsak ettiğin sevgiye aç olan çocuk! Bu açlığın getirdiği bedensel çöküş sende sadece görünenin algılanmasını sağlıyor. Bedenin yargısı, aklın yargısından hiç de aşağı değildir, beden de yok oluş karşısında geriler. Ama bu çocuğun korkusu, onu bu durumlara düşürenlere olan hıncı nasıl görüntüye girer? Açlıktan başı dönen bu çocuk yarattığın hapishanede, göbeğinin üzerinde kendince üççeyrekler ve yarımşar ölçülerle santim santim tüm uzunlukları ölçecektir.
Ruhumdan pek çok parça bıraktım bu satırlarda ama üzülme sen, sevgimizin tohumları içimde yaşayacak ve geleceğimizin tomurcukları benim yüreğimde çiçek açacak. Kimi zaman nefesim olacak ve birlikte yürüyeceğiz bütün mevsimlerde. Neden mi yalnız yürüyeceğim? Sadece bir hayat kaldı avucunda tutabilecek yüreğimizi. Gerçekler benimsendikten sonra kopamaz insan. Bedel ödemek gerekir bazen. Artık gitme zamanı geldi. Söylediklerimin tamamını yapacak ve ruhumu senin ruhunun içine koyacağım. Kalbim eskiden oturduğun güzelliklerin yeriydi, şimdi hüzünlerin son durağı. Oturduğum yerden bir yazdıklarımın bütününe bir de duvardaki notlara-ki saatlerce baktığımı bilirim- kayıyor gözlerim, uzunca takılıp kaldıktan sonra varsayımlarda bulunuyorum. Ağlamış olduğuna bahse girerim, canı yanmış mıdır peki? Ya benim gibi hissetmiş olma ihtimalin? Yazılan her bir notu ard arda tahtaya sabitlerken, tahta nasıl iğne uçlarını hissettiyse O da yüreğinde öyle hissetti herhalde.
Ben ise hep yaşanası zamanlarda aramıştım seni. Yalana başvurmadıkça benim olmayan kendi koşulumun sınırları içinde hiçbir anlam taşımayan bir umudu araya sokmadıkça... Bundan başka hangi gerçeği tanıyabilirim? Emek verilen şey dayanışma için vardır, boşluğu doldurmak için değil. Burada görmüş olsan bir güzellik yatıyordu kendini uzun uzun aynada seyreden sonsuzluk demek yanlış olmaz ama sonsuzluk dona kalmış zaman değilse bile.
Kaç yıl olacak, 6 mı? 6 yıllık yitip giden bir ömür. Nasıl olurda az olan kendinden önceki çokluktan daha fazlasını götürebilir ki? Galiba ömür yitirdiğimiz zamandan daha uzun değil, başka bir açıdan yitirebileceğimiz zamanla aynıymış hep, yalnızca o kadar.
591 öğeden 571 ile 585 arasındakiler gösteriliyor.