Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Maia Euphoria

Maia Euphoria
@MaiaEuphoria
Quisquis ubique habitat, Maxime, Nusquam habitat. (Her yerde olan hiçbir yerde değildir.) Martialis
Zihin neresi olmak isterse orasıdır. Kendi içinde cehennemi cennete, cenneti de cehenneme dönüştürebilir. John Milton
Reklam
Cehenneme gidebilirim, ama böyle bir tanrı hiçbir zaman benim saygımı kazanamaz. John Milton
Better to reign in hell than serve in heaven John Milton

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sarhoş olun! Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun. Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, 'saat kaç' deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: 'Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.' Charles Baudelaire
..henüz yaratılmadın ki, ölmekten dem vurasın..
Reklam
William Blake William Blake poetikada klasik şairler tanımlamasındadır. Yapıtları kadar yaşamı da ilginç olan İngiliz şair, ressam, heykeltraş ve gravürcü Blake; 1757 yılında Londra'da bir tuhafiyecinin oğlu olarak dünyaya gelir. Sanata resimle başlar ve çok geçmeden 11 yaşında ilk şiirlerini yazmaya başlar. Çocukluğunda Shakespeare, Milton'u okur ve klasik dönem ressamlarını inceler. Hayata atılması ve para kazanmaya başlaması gravürledir. Kardeşiyle birlikte gravür dükkanı açar ama kardeşinin ani ölümüyle kapatır ve artık yaşamında yeni bir dönem başlamıştır. Kardeşinin ölümü onulmaz bir yara açar, akıl ve ruh sağlığını yitirir. Melankoli başlar, gerçek ve hayal birbirine girer. Bu dönemde devrimci fikirlerin yanında, klasik hristiyan düşüncesine karşı çıkar. Bu dönemde 'Ayda bir ada', 'Tüm dinler birdir ve doğal din yoktur', 'Masmyet şarkıları', 'Thel'in kitabı', 'Cennet ve cehennem evliliği', 'deneyim şarkıları', 'Fransız devrimi' 'Cennetin kapıları' ve 'Bir özgürlük şarkısı' yayınlanır... Oysa daha önce sadece 'Şiir taslakları adıyla şiirler yayınlamıştır. Dinlerle ilgisinden sonra Urizen kitabı, Los kitabı ve Ahania kitabı yayınlanır. Son yıllarında Sonsuz İncil'i yazar ve son resmi okuma yazmayı öğrettiği karısı Catherine'indir. 1827 yılında ölür. Hayatı boyunca ne maddi sıkıntıdan ne de eleştirmenlerin hırpalamalarından kurtulamamış, ölümüne dayanamadığı eşinden iki yıl sonra 40 yaşında iken veda etmiştir hayata. Son sözlerinin 'Rabbim, ruhuma yardım et' olduğu söylenir. Mezar taşında ise 'Dedi kuzgun: Hiçbir zaman' yazar. Kaynak: everypoet.com/Archive/Poetry/...
"Bir kadını ikna etmek istediğinizde erdemlerden çok, tutkulara hitap etmelisiniz." Marquis De Sade
Bir kırbaç, upuzun paltosunun altında Akıtır ıssız gecede, karanlık ormanda Zevklerin köpüğünü acının gözyaşına. Baudelaire bir şiirinde böyle diyor. Marquis de Sade'i anarak.
Rüyalar hak ettikleri gerçek yeri yeterince bulamamış örtülü dürtülerdir. Marquis De Sade
Ceza almamış ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur. Marquis De Sade
Reklam
Marquis de Sade Hakkında Donatien Alphonse François le Marquis de Sade Fransız aristokrat ve felsefe yazarı. Erotik edebiyat'ın önemli yazarlarındandır, genellikle sert pornografik yazılar yazardı. Yaklaşık 29 yılını hapishanede, 13 yılını akıl hastanesinde geçirmiştir ve en önemli eseri Sodom'un 120 Günü'nü hapishanede yazmıştır. Bir diğer önemli eseri de Justine'dir. Sadizm'in kökeninin onun yazdıklarına dayandığı bilinir. Yazılarında ahlakı, yasayı, dini öğeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunuyordu. Sade, 32 yıl farklı hapishanelerde ve akıl hastanesinde hapsedildi; onbir yıl Paris'te (on yılı Bastille'de geçti), bir ay Conciergerie'de, iki yıl kalede, bir yıl Madelonnettes'de, üç yıl Bicêtre'de, bir yıl Sainte-Pélagie'de ve 13 yıl Charenton akıl hastanesinde. Yazılarının çoğunu tutuklu olduğu dönemde yazdı. "Sadizm" kavramı adından türetilmiştir. Sade kitaplarında kişilerarası ilişkilerde insanın insansal yanı bir kez yitirildiğinde, neler olabileceğinin bilgisini verir. Kişilerarası ilişkilerde insanın sahip olduğu onur bir yana bırakıldığında, ortaya çıkan yeni ilke kendi yararını koruma sonuna kadar götürülecek olursa; zorunlu olarak "sadizm"e varılır. Yani insandaki insansal olan tek şey doğaysa, doğrudan doğa nedenselliği insan türünün yapıp etmelerini belirliyorsa, insan olmak cani olmayı da beraberinde doğal olarak taşır. Eserlerinde ahlaksal eylemin belirleyicisi olarak etik değerler değil de, içgüdüler ya da "koşullu buyruklar" eylemin "ilkesi" yapılırsa neler olacağını anlatır.
Hiçbir izm'e yer bırakmayacak kadar uçsuz bucaksız bir varoluşun ufacık bir parçasıyız. Beynimin inanmayı seçtiği tek gerçeklik ise herşeyin olasılığı üzerine.. Sonsuz olasılıklardan meydana gelmiş, sayısız bilinmeyenin bize ayrılan sınırlı köşesinde herşeyi bilebileceğimizi sanan, dünyaya terk edilmiş birer yaşam formuyuz sadece.. Bu kusursuzluğun karşısında en çıplak hallerimizle yapayalnızız ve bu yalnız olma hali, tek bir insan algısına indirgenemeyecek kadar mükemmel bir kabullenişi gerektirir. Maia
Kendimi, bu gerçekliğe fırlatılmış bir hayal ürünü gibi hissediyorum. Ve bir hayal ürünü olarak kurduğum hayaller, varoluşuma, bitmek bilmeyen bir başkaldırıdan daha fazlası değil.. Maia
Doğanın içinde yaşamaya çalışan bir insan değilim. İnsanın içinde yaşamaya çalışan bir doğayım. Ben bir kanım, ben serbest bırakılışım.. Maia
57 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.