Tanrı şöyle derdi:
Dua etmeyi ve göğsüne yumruk atmayı bırak! Yapmanı istediğim şey, dünyaya çıkıp hayatının tadını çıkarman.
Eğlenmeni, şarkı söylemeni ve senin için yaptığım her şeyin tadını çıkarmanı istiyorum.
Kendi inşa ettiğin ve benim evim olduğunu söylediğin o soğuk, karanlık tapınaklara gitmeyi bırak
Evim dağlarda, ormanda,
Nasıl olur da böylesi ilkel bir organizma bitmek bilmeyen karmaşık arzuların yuvası olabilir?
Ya kokuşmuş iki et parçasının birbirine sürtünmek uğruna girdiği aptalca bir haz alma çabasına ne demeli? Hayır hayır, derinlerde insanın mayasına dair bir şeyler ters gitmiş olmalı.
"Henüz gençken gençliğinizin değerini bilin. Can sıkıcı insanları dinleyerek, çaresi olmayan aksaklıkları düzeltmeye çalışarak ya da çağımızın kendine hedef edindiği şeyler uğruna, yalancı ülküler uğruna hayatınızı cahil, sıradan, basit insanlar için feda ederek altın çağınızı heder etmeyin. Yaşayın! İçinizde gizlediğiniz olağanüstü güzel hayatı yaşayın! Hiçbir şeyi boşa harcamayın. Her zaman yeni duyumlar peşinde koşun. Hiçbir şeyden korkmayın."