Günebakan

Günebakan
@Meftunnnnnnn
Ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım... (Sabahattin Ali)
304 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Dışından cennet zannettiğimiz, içi cehennem saraylar
Ayşe Kulin kitapları genel olarak akıcı, anlaşılması kolay, dili yalın kitaplar. Tarihi dönem romanlarını okumayı çok sevdiğim için bu kitabı da sevdim. Dönem olarak 1876 yılı Osmanlı’sı anlatılıyor. Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilişiyle roman başlıyor. Tanzimat Fermanı’ndan sonra bir padişahın tahttan indirilmesinin iki nedeni oluyor: Ya padişahın İslam dinininden çıkmış olması ya da akli melekelerini kaybetmiş olması. Ama Abdülaziz öyle mi??? Para hırsı, mevki hırsı, intikam ateşleri, kıskançlıklar, çıkar ilişkileri almış başını yürümüş. Abdülaziz de işte bunların kurbanı. Kadınefendikerin, sadrazamın, seraskerin, şeyhülislamın, vezirin oyunlarıyla tahttan indirilen, güya akli melekelerini yitirdiği söylenen bir padişah. Ama tüm bunların sonunda gerçekleştirdikleri ne? Gerçekten akli melekelerinde sıkıntı yaşayan, meşrûtiyet yanlısı, Namık Kemal ve Ziya Paşa ile çok yakın arkadaş olan V. Murat’ı tahta çıkarmaları. Sonrası ise her yer kan! Ölümü hala meçhul olan, intihar mı cinayet mi belli olmayan Abdülaziz’in ölümü. Çok akıcı, sürükleyici bir romandı. Okurken bir şeyler öğrenebildiğim, bana bir şeyler katan romanları da hep daha çok sevmişimdir. Tavsiye edebileceğim bir roman. İyi günler, iyi okumalar.
Her Yerde Kan Var
Her Yerde Kan VarAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20192,746 okunma
Reklam
187 syf.
2/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Tarık Tufan’dan okuduğum ikinci kitaptı. Ve sanırım son olacak. Kitabı beğenenler çok var fakat deneme okumayı çok sevmeme rağmen kitabın içindeki denemeler beni çok sıktı. Belki de benim beklentimi karşılayamadı demek daha doğru. Kitap yazarın bir iç dökümü gibi olmuş. Kendine has benzetmelerle yazar kitabı zenginleştirmeye çalışmış. Kitapta hep dönüp dolaşıp aynı şeyleri okuyormuşum hissiyatı vardı. Sürekli bir atölyede çalışan işçi kızlar, dar ve karanlık arka sokaklar, sefaletin sürüklediği çirkinlikler... hep bir zengin fakir karşılaştırması... Maalesef kitaptan öğrendiğim tek şey kitaba adını veren “Kraliçenin Pireleri” denemesi içinde Descartes’in yaşadığı talihsizlikti.
Kraliçenin Pireleri
Kraliçenin PireleriTarık Tufan · Profil Yayıncılık · 20163,392 okunma
152 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Türk edebiyatının ilk kadın romancılarındandır Fatma Aliye. Refet’te çalışan ve kendi ayakları üzerinde durmanın mücadelesini veren bir genç kızın hayatını okuyoruz. Babası öldükten sonra annesiyle bir başlarına kalma mücadelesi veren Refet’in sırf zaman geçirsin, uğraştığı bir şeyler olsun diye İptidai’den Rüştiye’ye oradan da Dârülmuallimat’a uzanan bir yolculuğu seriliyor önümüze. Refet’in tek gayesi öğretmen olup alacağı maaşla annesine güzel bir hayat sunmak ve onu rahat ettirmek. Gururlu, vakur, kimseye minneti kalmayan bir kızın hikayesi Refet... Roman boyunca eğitimin cehaletle ve yoksullukla mücadelesini görüyoruz. Akrabalıkların nasıl çıkar ilişkisine dayandığını acıyarak okuyoruz. Yoksulluğu Refet’le iliklerime kadar hissettim. Ama herkesin gıptayla baktığı o zekasına imrenerek bakmamak da mümkün değildi. Romanda zaman zaman Fatma Aliye olayın akışını keserek araya giriyor ve okuyucuların düşüncelerini tahminde bulunuyor. Bunu Refet’in arkasında durarak yapıyor. Çünkü Refet’i yanlış anlayalım istemiyor. O dönem romanlarının teknik açıdan kusurluluğunu böylece görüyoruz. Sonuç olarak sıkıcı olmayan güzel bir okumaydı. Okumayı düşünenlere iyi okumalar dilerim...
Refet
RefetFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,553 okunma