Güneşi düşündünüz mü hiç?
Nasıl oluyor da her bedende, yeryüzüne aynı gölgeyi yansıtıyor? Bedenler değişiyor, ama gölgeler hep aynı kalıyor.
İşte aşk, yüreğinizin güneş hâlidir ve bu güneş birine değdiğinde, onun yere düşen gölgesidir. Siz yüreğinizle o ışığı saçtığınız sürece var olacak olan bu gölge, yalnızca bakış açınıza ve yakınlık ya da uzaklığınıza göre uzayıp kısalacaktır.
Akşam vakti kaybolur sadece; o da aşkı güçlü ve uzun ömürlü kılmak için gerekli olan hasrettir.
Zaten aşk, her güne yeniden, eskimeden ve eskitmeden, tükenmeden ve tüketmeden başlamak değil midir? Eğer sevilen, seven bir süre gözden uzak kaldı diye tamamen yok oluyor ve kendini geceye teslim ediyorsa, zaten onun yüreğindeki aşk, yani sizin akseden gölgeniz, solmuş ya da maskelenmiştir;
üçüncü bir ihtimal, o yürek hem kendini hem de onu seveni kandırmıştır.
Mekânlar, zamanlar ve bedenler farklılaşacaktır belki, ama aşk adına yaşananlar ya da yaşanamayanlar büyük ölçüde aynı kalacaktır...veya kalmalıdır!..