Meltem

"Belli basli her galaktik uygarligin tarihi üç ayri ve fark edilebilir asamadan geçme egilimindedir. Bu asamalar Hayat- la Kalma, Sorgulama ve Incelikli Düsünmedir; bir baska de- isle Nasil, Neden ve Nerede asamalan olarak da bilinirler." "Ornegin, ilk asama Nasil Yiyebiliriz? sorusuyla, ikinci asama Neden Yiyoruz? sorusuyla, üçúncù asamaysa Ogle Yemegini Nerede Yiyelim? sorusuyla tanimlanmaktadir.
Sayfa 245
Reklam
Gayret gostermek Eger bir sey yeterince onemliyse, onun icin gayret gostermelisiniz. Olasi sonuc basarisizlik olsa bile!
Sayfa 182
Cehennem boşalmış, şeytanlar aramızda.
Sayfa 332

Reader Follow Recommendations

See All
Vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem?
Yeniden yaşadığımda ne olacağım? Merak ediyorum. Ölüm diye birşey yok. Yaşam ruhtur ve ruh da ölmez. Yalnızca et ölür ve geçip gider...
Sayfa 339
Reklam
Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeterlidir.
Sayfa 141
Asıl büyük tehlike bugünkü ehliyetsiz iktidarın devamıdır (05.02.1948).
Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez’in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf’un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.
Güzellik ve sevginin peşinde geçen bir saat; korkmuş, zayıf bir kimse tarafından bahşedilen, bir asır boyunca sürecek bir görkeme bedeldir. O bir saatte, insanın Hakikati ortaya çıkar; o asır boyunca hakikat, rahatsız edici düşlerin huzursuz kolları arasında uyur...
Aslında uyku ile uyanıklık arasında geçen zaman en uzun mesafedir; bir işi yapmak için onu istemek arasındaki mesafe gibi.
Reklam
Ruhunuz çoğu zaman bir savaş meydanıdır, üzerinde aklınız ve sağduyunuz tutkularınıza ve nefsinize savaş açar.
Bir tohum ekin ve yeryüzü, karşılığında size bir çiçek versin. Gökyüzüne doğru kurun ki düşlerinizi, karşılığında size sevdiğinizi getirsin. Ağaçlar, yeryüzünün gökyüzüne yazdığı şiirlerdir. Bizler onları alaşağı eder, kağıda dönüştürürüz ki boşluğumuzu kayıt altına alabilelim.
Kar beyazı bir yaprak kağıt dedi ki, “Ne kadar da saf yaratıldım ve sonsuza dek böyle saf kalacağım.Bem karalığın bana dokunmasından yahut pisliğin yanıma yaklaşmasındansa yanmayı ve beyaz küllere dönüşmeyi tercih ederim.” Mürekkep şişesi, yağrağın söylediklerini duydu ve simsiyah yüreğiyle güldü; fakat asla ona yanaşmaya cüret etmedi. Rengarenk kalemler de onu duydular, ancak onlar da yaprağın yanına uğramadılar. Kar beyazı yaprak kağıt, saf ve lekesiz kaldı sonsuza dek. Saf, lekesiz ve BOŞ!
Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.
Sayfa 200
Dört altınını hemen ek Pinokyo, çünkü tarlayı zengn bir bey aldı... bundan sonra altınları o ekecek. 1876 Floransa Belediyesi her şeyini satıyor, ama yine de çekilmek ve Roma’dan bir Araştırma Komisyonu istemek zorunda kalıyor. Yabancı sermayeye ithafen yazılmıştır.
Sayfa 188
Nükleer tabanca iyi bir silahtır, ama namlusu her iki yöne de nişan alabilir.
Sayfa 273
Reklam
Tanrı seninle, senin içinde ve Şeytan’ın sana ulaşma şansı yok.
Sayfa 485
Herhangi bir şoktan kurtulmanın en iyi yolu çalışmaktır.
Sayfa 203
Silahlar tehlikeli değildir; insanlar tehlikelidir.
Sayfa 80
Ölümcül bir hastalığın oldukça sağlıklı kurbanlarıydık, bir ömürlük zevkleri altı aya sığdırmaya çalışıyorduk.
Sayfa 201