Kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikce, yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu.
Gözünden bir damla yaş bile akmamıştı. Neyin aklıydı bu, neyin düşüncesiydi? Kıpırdamadan heykel gibi sadece izlemişti. Korkaklığı sevgisinin önüne geçmişti. Kalbini ona açan kadın için kılını bile kıpırdatmamıştı. Onu düşünürken kendini unuttuğu zamanlar olmuştu. Günlerce gecelerce düşünüp hayalini kurduğu, rüzgarlara bile haber sorduğu kadin, üç vahşi tarafından çiğ çiğ yenmişti. Ve o sadece izlemişti. Rüya mıydı gerçek miydi bu yaşadıkları?