Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Meltem
Meltem
@Melterika
Genç Meltemin Acıları
Tıp
118 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Okurken merak ettiğiniz, olay orgusuyle elinizden bırakmak istemeyeceğiniz bir kitap. Ama daha farklı bir şekilde bitmesini umardim.
Alex, kötülük yapmaktan zevk alan bir çocuk. Hapiste uygulanan bir metotla kötü davranmaktan hatta kötü şeyler düşünmekten midesi bulunmaya başlar. Otomatik bir portakala dönüşür :)
Bu noktada ozgurluklerimizin sınırı nedir, kötülüğü engellemek adına insanlar tektip haline getirilebilir mi, bunlari sorguluyoruz.
Spoiler!!
Sonunda artık yeterli olgunluğa erişmiş olmasıyla normal bir hayat sürmek istemesini çok mantıksız buldum. Gençken kötülük yapmaktan zevk alan biri sonradan normal bir hayata uyum saglayamaz ki saglamamali da. Yazar; Alex in yaptıklarını sanki biraz da yaşının verdiği coşkuya, adrenaline bağlamış.
Bunun dışında heyecanla okursunuz, tavsiye ederim.
Öncelikle bu kitap ayni zamanda norolog olan Oliver Sacks'in vakalarını paylaştığı bir eser. Bazı vakalar hoşuma gitse de bazılarını hiç merak etmedim ve ilgimi çekmedi. Tıbbi terimlere aşina değilseniz biraz zorlanabilir ve sıkılabilirsiniz. Sürükleyici değil ve beklentimi karşılamadı malesef. Ama nörolojiye ilginiz varsa tavsiye ederim, size sinir sistemi hastalıkları açısından güzel bir bakış açısı kazandırabilir, iyi okumalar
Martin Eden, okuması gayet keyifli ve sürükleyici bir roman. Herkese tavsiye ederim
Martin, sevdiği kızın statüsüne ulaşabilmek ve ona kavuşabilmek için kendini geliştirir. Ama öyle bir konuma gelir ki ondan daha değerli bulduğu insanların aslında ne kadar sığ olduklarını fark eder. Ruth' a olan aşkı mıdır onun istediği yoksa ilim ve edebiyatın içine dalarak yeni şeyler ogrenme arzusu mu?
Başlarda çok takdir ettim Martini. İyi çocuktu ama bir kusuru vardi :) çok inatçı biriydi. Ruth ile ilişkilerinde de kitapta Ruth' u biraz acimasizca elestirdigini düşünüyorum. Cunku Martin' in ilişkisi için gosterdigi caba sadece saatlerce kitap okumaktı. Martin bence bencillik yaparak kendi düşünceleri uğruna Ruth'un babasıyla, değer verdiği insanlarla tartışmalara girdi. Buralarda karakterimize fazlaca sinirlendim :) yani aslında onun sevdigi şey sonuç değil de ona giden yoldu. Martin' in kendini bulma yolculuğuna tanık oldum ben de böylece.
Sonunda da o kadar azimli olan bu gencin yaptığı şeyi çok mantıksız buldum. Yazacak daha çok şeyi olabilirdi, beğenmedim sonunu malesef :(
- kitabı begendim, Martini beğenmedim malesef:)-
Okur Takip Önerileri
Murat Menteş'in okuduğum ilk kitabı. Başlarda diline, mizahını alisamadigim için okumakta zorlansam da gitgide baya beğendiğim bir kitap oldu. Çok özgün bir dili olduğunu, okurken yer yer heyecanlanacaginizı ve yer yer gulecegenizi de belirtmek isterim. İyi okumalarr
Öncelikle kitabı begendim. Normalde pek gerilim kitapları okumam ama bu kitabı okurken baya heyecanlandım. Gerek karakterler, gerek kurgu bakımından kaliteli bulduğumu söylemek isterim
Konusuna gelecek olursak Jacques Reverdi isimli katilimizin işlediği cinayetleri araştıran gazeteci Mark, katili anlayabilmek için onunla iletişime geçer. Reverdi ise Mark' ı çeşitli sifrelerle cinayeti nerde nasıl işlediğini anlatır. Mark' ın seyahatleri sırasında yaşadıkları ve Reverdi' nin cinayetleri kitabı oldukça sürükleyici hale getiriyor. Tavsiye ederim :)
Aylinn, sana sarılmak istiyorum. Yaşadıkların, tercihlerin, insanlarla olan ilişkilerin bir ömre bunlar nasıl sığdırılabilir? Üstelik bir cinayete kurban gitmişsin. Ah Aylin, ah
Aylin Radomisli' nin yaşam öyküsü akıcı bir dille yazılmış. Zaten içerik olarak da gayet sürükleyici bir kitap. Yer yer düşünecek, yer yer empati yapacak, bazen de kizacaksiniz. Sadece Aylin' in yersiz yere göğe konamadigi kısimlar vardi. Kitabı okurken Aylin acaba bir melek miydi diyebilirsiniz:) daha objektif yazilabilirdi. Onun dışında çok beğendiğimi söyleyebilirim. Herkese tavsiye ederim.
·
Puan vermedi
Alper Caniguz' ü bu kitapla tanıdım. Fantastik polisiye turunde, okunması oldukça akıcı ve keyifli bir kitaptı. Kullanılan diyaloglar, diyalogların ıçeriği, Kan ve Gül, İskender Doğan, Nirvana... aşk. Kara bir dejavu yasayan baş kahramanımız Aziz yirmi yıl öncesine gider. Yasadıgı şeylerin aslında çok farklı olduğunu öğrenen Aziz geleceği değiştirme çabası icine de girecektir. Mizah yonu de olan kitapta arkadaşlık, aşk, genclik, pişmanlık konularina bir de Alper Caniguz' un kaleminden bakmanızı tavsiye ederim. Keyifle okudum
"Tek bir hayal peşinde çok fazla zaman geçirmenin bedelini ağır ödeyen" bir adamın hikâyesi..
Hikayeyi Nick anlatıyor bizlere. Muhteşem Gatsby' nin komşusu kendisi. Her akşam partiler veren, insanların sonsuz saygı duydukları bu gizemli adam Daisy' ye ( Nick 'in kuzeni) saplantılı bir aşk duymaktadır. Öyle ki elde ettiği para, konum, etrafındaki kalabalıklar onun bu hayalinin yerini tutamaz.
Konu her ne kadar "aşk" gibi görünse de aslında bunun daha fazlası. Insan, duygularıni hayallerini kontrol edebilmeli. Yoksa en büyük zararı kendi görüyor malesef :( Okurken zorlandım ama surukleyiciligi olan bir kitap. Cümlelerin akişi, vermek istenen mesajlar değerliydi. Tavsiye ederim, iyi okumalar!
Dikkat! incelemenin son paragrafı spoiler içerir
Kendini okutturan bir kitap :) Bir kış gününde çayınızı yudumlarken içinizde hissettiğiniz sıcaklık hissini uyandırdı bende. Film izlermiş gibi. Zor cümlelerden, karmaşık karakterlerden uzak; kafa dinlemelik, tavsiye edebileceğim bir kitap. Gelelim karakterlerimize. Will Traynor; hayat dolu, başarılı, herkesin onun
"Cemile" çok sıcak bir aşk hikayesi. Arzudan, maddiyattan bağımsız, günümüz aşklarından uzak içinizi ısıtabilecek cinsten. Cemile; çok güzel, sözünü kimseden sakınmayan, cesaretli bir kadın. Kocası Sadık askerde ve erkekler Cemile yi rahat bırakmıyorlar. Danyar ise Cemile' ye aşık. Cemile'nin de kafası karışıyor tabi :) Sade bir anlatımı var tavsiye ederim.
Werther aşık olduğu kadınlara saplantılı bir şekilde bağlanan, hikayesini arkadaşı Wilhelm' a yazdığı mektuplarla okuduğumuz baş karakter. Ailesinden ve bulunduğu yerden bir aşk acısı yüzünden ayrılmıştır. Ama orada da aşık olur. Kontrol altına alamadığı duyguları hem kendisine hem de aşık olduğu kadın ve onun kocasıyla olan arkadaşlık ilişkilerine zarar verecektir. " Ah be Werther oncekini nasıl unuttuysan bunu da unutursun " demek isteği uyandırıyor insanın içinde. Yer yer düşündürücü cümleleriyle insanın kendine bir şeyler katabileceği güzel bir kitap. Ama bazen aşırı buldugum ask edebiyatından sıkıldığımı da belirtmek isterim. Iyi okumalar
"Serenad" okurken çok keyif aldığım, bitmesini istemedigim kitaplardan biriydi. Yazar, kitapta tarihi olaylar hakkinda bilgi verdigi için kitap bittiginde belki daha önce hiç duymadigıniz olaylar karşısında çok şaşıracaksınız ("Struma Gemisi" ni bu kitapla tanımış oldum ve çok etkileyiciydi)
İstanbul Üniversitesi Özel Kalem Maya Duran, genç, dul ve ergen bir çocuğa sahip olan baş kahramanımız. Amerika'dan gelen Profesör Maximilian Wagner'e İstanbul'da kaldığı süre içerisinde rehberlik yapmakla görevlendirilir. Maya'nin profesörle kurduğu dostluk ve bunun sonucunda hayata bakış açısındaki değişimler kitapta çok güzel işlenmiş. Olaylar karsisinda romanı yaşıyormuş gibi hissettim.
Rahatsız olduğum birkaç nokta da vardı kitapta. Savaş ve savaşın sonuçları elbette kötüdür. Ama bazı şeyler savaşı engellemek için gereklidir. Ermenilere uygulanan tehcir kanunu, o bölgede yasayan Türklerin Ermeniler tarafından katledilmeye başlaması sonucunda çıkarılmıştır. Maya'nin anneannesi Ermeni olduğu için fazlaca duygusal yaklaşıyor bu konuya. "Struma Gemisi" olayında da, 2.Dünya Savaşı' na katılmak istemeyen Türkiiye'nin tutumunun kendini koruma amaçlı olduğunu düşünüyorum. Ingiltere, Almanya, Rusya tarafından sıkıştırılan Türkiye'nin gemiyi kabul etmesi belki de savaşa girmemizle, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra bağımsızlığını türlü zorluklarla kazanmış olan ülkemizin ikinci bir darbeyle paramparça olmasına sebep olabilirdi. Bu konularda Maya'yla farklı düşünüyoruz:)
Sonuç olarak, cok guzel bir edebî roman. Okumanızı tavsiye ederimm.
Tolstoy' un yayınlanmış ilk romanı. Daha önce "Savaş ve Barış" "Diriliş" romanlarını ve öykülerinden birkaçını okumuştum. Okuduğum o eserlere gore daha az tad alsam da yine zevkle okuduğumu söyleyebilirim. Internette yari otobiyografik bir eser olduğu söyleniyor. Bu da kitabı okunulası yapan özelliklerinden biri.
Soylu sınıfından bir ailenin ortanca çocuğunun dilinden okuyoruz romanı. Kendini bircok yönden eksik hisseden, utangaç ve kendi gözlemiyle mükemmel bulduğu abisini kıskanan bir çocuğun hikayesi. Belki de eksik hissetmesinin sebebi ailesinin özel eğitim dayatması, çocuklarının soylulara yakışır biçimde davranmalarını istemesi olabilir. İlk aşkı, ilk ayrılışı, çocukluktan ergenliğe geçişteki ruhsal dengesizlikleri ve birçok ilki bir çocuğun yaşamından görmek istiyorsanız tavsiye ederim. Eski bir eser ama "Çocukluğum"da çocukluğunuzdan izler bulacağınızı düşünüyorum. Iyi okumalarr
Oğuz Atay' ın okuduğum ilk eseri "Tutunamayanlar". Turgut Özben kitabın ana karakteri. Arkadaşı Selim İşık' ın intihar etmesi üzerine derinden etkileniyor ve onun öldüğüne inanmıyor. Selim' ın arkadaşlarıyla görüşerek, yazdıklarını okuyarak intihar etmesinin nedenlerini arıyor.
Yazarımız ruh tasvirlerine bolca yer vermiş kitabında. Turgut Özben, selim in mektuplarını okurken ne kadar sarsıldıysa okuyucu olarak o duyguyu siz de hissedebiliyorsunuz. Okuduğum incelemelere gore bitirip çok memnun olmuş insanlar ve yarıda bırakanlar olarak ikiye ayrılmışlar. Gerçekten okunmasının güç bir kitap olduğunu düşünüyorum. Selim Işık 'ın şarkıları ve onların açıklamalarında okurken bıraksam mi diye düşündüğümü inkar edemeyeceğim. Ayrıca kitabın bir bölümünde yazar noktalama işareti kullanmamış. Bu konuda biraz hassas olduğum için yine zorlandım. Ama kitap çok farklıydı. "Tutunamayanlar" in gözünden dünyanın nasıl göründüğünü, onların neler hissettiklerini okuyunca kendinizin de bir "Tutunamayan" olup olmadığınızı sorgulayacaginizi ve bu kitabın size bir şeyler katabileceğini düşünüyorum. Tavsiye ederim, iyi okumalarr!
Oncelikle bu kitap, Gabriel Garcia Marquez'in okuduğum ilk eseri. 90 yaşındaki kahramanimiz bu yaşına kadar aşkı yaşayamamış, bu durumu da kadınlarla ilişkiye girerek baskılamaya çalışmış diyebiliriz. Kitapta beğenmediğim birçok nokta oldu onlardan biri de buydu. Çünkü kadınlara duyabilecegi saf aşk duygusunu kendisinin körelttigini düşünüyorum. Bir diğer nokta ise 90 yaşındaki birinin 15 yaşındaki biriyle ilişkiye girmek istemesi. Çocukların bu şekilde kitap içerisinde yer alması beni ciddi anlamda rahatsız etti. Üstelik kızın sürekli uyumasi ve adamın kıza sadece bu haliyle aşık olması gerçekten anlam veremediğim yerlerdi. Aşk demek ne demek bu kitabın cevap verebileceğini zannetmiyorum. Belki de karakterimiz yasliliginin etkisiyle yalnız ölmemek için bir aşk arayışına girişti ve böylelikle aşık oldu diycem ama bir insan hiç konuşmadığı, bir şeyler paylaşmadığı, sadece bedenini gördüğü birine nasıl aşık olabilir? Ve kızın da kendine sırılsıklam aşık olduğunu düşünmesi son derece saçmaydı. Merak ediyorsanız okuyun derim ama beğendiğimi söyleyemeyeceğim.
1984, George Orwell' ın adıyla özdeşleşmiş distopik bir eser. Her şeyi gören, halkını baskı altında tutan, insanların düşüncelerini denetleyen, sevgi gibi insani duyguları yok etmeye çalışan bir "Büyük Birader" imiz var. Insanlarin dusuncelerini kontrol etmeyi; sevmedigi kelimeleri yasaklayarak, dile yeni kelimeler getirerek sağlaması oldukça ilgimi çekmiştir. Winston ise geçmişi devlet lehine değiştiren, insanların doğru bilgiye ulaşmasını engelleyen bir bakanlık çalışanı. İnsani değerleri hatırlayacak ve bu gidişata bir son vermeyi deneyecek. Ama kime nasıl güvenilir? Düşünceler ve duygular ne kadar gizlenebilir? Insan sevdiğini nelere değişebilir? Hepsi ve daha fazlası için okumanızı tavsiye ederimm.
Açıkçası kitap beni biraz sıktı. Masalsı bir anlatımı var. Gercekci olmayan olaylar, bolca felsefe var. Içinde yer yer öğüt niteliğinde güzel cümleler var. Okumami saglayan da bu cumleler oldu.Çabuk okudum ama çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Rahatlamak isteyenler, masalsı bir anlatım isteyenler okuyup deneyebilirler..
Körlük İnceleme
Körlük bir salgın haline geldiğinde insanların yavaş yavaş nasıl insanlıklarından uzaklaştığına tanık oluyoruz. İnsanlar görmeyince daha fazla kötülük yaptilar. O zaman vicdan mıydı bizi durduran yoksa gören gozlerimizle oluşan utancimiz mi? Heyecanla, severek okuduğum bir kitap. Yer yer iğrenebilirsiniz ama kesinlikle tavsiye ederim.
Stefan Zweig 'ın diğer öykülerine göre daha az hoşuma gitti. Eser duygularını uçlarda yaşayan bir adamı inceletiyor aslında okura. Kitabın sonunda gerçek suçlu kim diye sordum. Yapan midir, sebep olan midir?
Karamazov Kardeşler
Karamazov Kardeşler, sorumsuz bir babanın çocukların yetişmesi üzerindeki etkisini gosteriyor. Para için evlenen, çocuklarına bakmayı reddeden bir baba ve sonrasında Karamazovlarin yollarının kesişmesi söz konusu. Bir insan gerçekten her seyi unutarak birini bağışlayabilir mi? Nefret bir insana neler yaptırabilir? Bir babayı ya da anneyi bu sıfatlara layık hale getiren sadece bir çocuk dünyaya getirmek midir? Aşık olmak ve uğruna yapabilecekler nelerdir? Vicdan en büyük cezamız midir? Bu ve bunun gibi sorular kitap okurken sorgulamanizi sağlayacak. Güzel ama biraz uzun bir kitap :)
