Bir loş ışıkta seni düşlemek seni düşledikçe yaşama tutunmak gibi bir şeydi. Yazdıklarım aslında hep susup sana anlatmak istediklerimdi, bu cümlelerimi okuyorsun yoksun varmış gibi davranıyorum.
Her gittiğim durakta senin özlemin ile bekliyorum o geç gelen otobüsü. Yıkılır mı sandın? Elbette yıkıldım. Yinede bu acıyla yaşadım. Gel desem uzaksın, git desem gönül razı olmaz.
Dağların doruklarında,
Kanlı Fırat'ın kıyısında
Bütün davaların bedel Dicle kızın suskunluğun,
Rüzgârın yüreğe kefen biçtiği gecelerde,
Yüreğimi alıp da sana geleceğim.