~ Ömür Hanım, iyi ki ben de seninle yaşadım dünyayı.
Ölüm ayrılık mıdır şu yalan dünyada yoksa hisler baki midir? Bazı anlar yaşarız hayatta ve en basite indirgeyerek kelimeler kifayetsiz kalıyor deriz ya işte bu bahane olabilir mi? Şükrü Erbaş kelimelere bir hayat biçmiş, kefen biçmiş birkaçına da. Bazıları ruhumuza dokunup çiçekler açtırıyor, bazıları da söz etmeye korktuğumuz gerçekleri fark ettirip sonlandırıyor içimizde. Ölen eşine yazdığı her mısra sevgiye duyduğum minnete hak verdi, geride bıraktığımız her dünün yarın olmasını dileyeceğimiz anılar olsun diye bir iç çektirdi.
~ Ölümü de dünyada yaşıyormuş
insan, gövdem kalbimin darağacı.
Vuslatın ölüm olduğu bir hayat hikayesi. Hayat arkadaşına duyduğu özlemi okurken şimdilere çok kızdım. Sayfa sayfa okuduğumuz ölümler, sebepleri geldi gözümün önüne. Şu dünyaya sığdıramadığımız ne çok hayat, sevinç, keder var değil mi? Bir hasret türküsü fısıldadı kulağıma her mısra, sayfa aralarına özlem yığılmış, kelimelerin arası bir iç çekiş...
Sessiz sedasız yaşarken ne çok fırtına kopuyor hayatlarımızda. Kelimelere yüklediği anlam, üslubu, düşünceleri, kalbi dokundu bana. Kimisi toprağa sığdıramadığı hayat arkadaşının yasını bir ömür tutar da bitiremez, kimisi kefen giydirir.
Sevgi nefretten daha güçlüdür, gücünüze güç katmak için mısralardan beslenebilirsiniz.
Yüreğinize dokunsun, tavsiyemdir.