Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

.e

.e
@Metod
358 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
GÜL YAĞSIN UFKUMUZA Ufka gül yağdığı akşam yüzleri ucuz sevdası ezberinde kiralık evler gibi serin turfanda kadınlarda sevdi Ufka gül yağdığı akşam ölüme ve ayrılığa cesur esrara dayanıklı masraf makbuzu kullanmayan az şekerli kadınlar da sevdi Ufka gül yağdığı akşam aynalara abone kalçalarından gayrı her şeyi helal çocuk bitmez tarlasını sürdüğü vadesi dolmuş, kadınlarda sevdi Ufka gül yağdığı akşam Herkesten uzakta şimdi Refik DURBAŞ
Reklam
BİR BAŞİNA TANYELİ Sen ki ne hüzünler yaşadın bir başına erisin artık yüreğinde çırpınan tanyeli ne belaymış deme zındanda kararmak acı da aynı imbikten çekiliyor, umut da şimdi Reflk DURBAŞ
ÖZLEM BEYAZ BİR GÜL AÇAR BAĞRİNDA Mevsimlere dokunan tebessümün sıcağı Sana doğru akmayan ırmağın sığlığıdır Gariplerin hüzünle alevlenen ocağı Sana doğru süzülen damlanın çığlığıdır Maskesi çocukları aldatıyor ömrümün Uyku, çıkmaz sokağın beynine vuran ağrı Uğursuz ellerimde sararıp solmuştu dün Bugün bütün çiçekler açıyor sana doğru

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ÖPÜLÜRDÜ ALNİMİZ Korkmazdık geceden, silah sesinden, Sular kirlenmezdi avucumuzda Uçardık göklerin penceresinden Yıldız ülkesine, mavi sonsuzda Gönlümüze henüz gelmemişti güz,
YALNİZSİN Bir akşam ışıkların dağlara güldüğünü Bir akşam bulutların seyre döküldüğünü Görürsün hasretiyle sabah ezgilerinin Bir akşam gözlerin ufka dalar pek derin Kuşlar öter, uçuşur yeşil dallara konar Umutlar yaprak yaprak alevlenir de yanar Son mutluluk sesleri dökülür dudaklardan İnsanlar gölge gibi çekilir sokaklardan Rüzgar okşamaktayken anne gibi tenini Gecenin kolları sessizce yakalar seni Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını Anlarsın yalnızlığı ve yalnız kaldığını Nurullah GENÇ
Reklam
YAĞMUR Varedenin adıyla insanlığa inen nur Bir gece yansıyınca kente Sibir Dağı'ndan Toprağı kirlerinden arındırır bir yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden dökülür ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat Yağmur yıllardır suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsaları Çölde seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Nurullah GENÇ
SITEM Benden anlamadın şiirden anla Senin gülüşünle yaşadığımı Akşamı ettiğim senden kalanla Sabaha seninle başladığımı Benden anlamadın şiirden anla Nurullah GENÇ
KOPARDIN Bir hicran çölüne bıraktın beni Kalbine girdiğim yolu kopardın Yaydın üzerime yalan gölgeni Adını andığı dili kopardın İçimden boşluğa savruldu külün Hüznün ateşiyle yandı kakülün Yıllardır ruhumda öten bülbülün Her seher konduğu dalı kopardın Uzattıkça sana boş ellerimi Birer birer yıktın hayallerimi Bilmem, ölü müyüm, yoksa diri mi Saçımdan son siyah teli kopardın Gönlümde aşkınla hergün yeşeren Göğü yıldız yıldız önüme seren O güzel, bembeyaz gülü kopardın Nurullah GENÇ
KAVUŞMA sana geliyorum yalnızlıklardan yürüdükçe hicran gülüyor gibi yüreğimde dağlar yükseldi kardan vuslat, ağır ağır ölüyor gibi gözlerim, buzlayan kanatlarıyla yorgun umutların peşinde her an düşlerim, şahlanan kır atlarıyla birer birer kopuyorlar zamandan kısalan yolların uzadığını kulağıma fısıldıyor her diken mehdabına gömdüm hayal çağını senden geliyorum sana gelirken Nurullah GENÇç
KALIR Hayat su misali süzülüp gider Vahşi derelerin selinde kalır Rüyasında gamlı bülbül ''ah'' eder, Yankısı bir hayal gülünde kalır Güneş doğar, batar; bir yıldız kayar Ay hüzne bürünür, karalar giyer O gün, feryadımı kainat duyar Ruhum sonsuzluğun ilinde kalır Gözlerim kararır; biter hevesim Yokluğun sesinde kısılır sesim Sevginle yaşayan, coşan nefesim Siyah saçlarının telinde kalır Günlerce gezersin hayalim ile Nihayet varırsın sen de menzile Kimsenin aklına gelmese bile Bu sevda tarihin dilinde kalır. Nurullah GENÇ
Reklam
GİDERİM İçimde bir acı fırtına kopar Bulutlarda şimşek çakar giderim Bitmeyen arzular yolumu kapar Çılgın bir sel gibi yıkar giderim Anlarım eşitten farkını farkın
Derindesin rüya kadar derinde...
DERİNDESİN RÜYA KADAR DERİNDE Seni bir kilimin nakışlarında devlerin şimşekli bakışlarında kanı sevgi olan hatıraların göklere uzayan yokuşlarında bulamaz ayağı prangalılar
HiCRAN RÜZGARI Hicrân rüzgârıyım, işkence seli Kuşandım sevginin intizârını Mecnun, yüreğine saldığım deli Bitmeyen bir aşkın ihtirâsını Hicrân rüzgârıyım; alevden tahtım Benliğim hasretle büyüyen bebek Kerem'i Aslı'nın 'âh'ına yaktım Kanatlarım ateş saçan kelebek Hicrân rüzgârıyım; ellerim kanlı Yağmur oldum, şimşek gibi parladım Ferhat, dağı yaran bir delikanlı Emrah'ı Selvi'ye müptelâ kıldım Nurullah GENÇ
BODRUM KATI Ne bayram misafiri, ne düğün gölgesiyim Şu koskoca alemde yalnızlığın sesiyim Meçhul bir ıstırabın kurbanıyım boşlukta Bir bodrum katındayım, esrarlı bir loşlukta Pencereden bakarken gördüğüm tek şey: Hüzün Farkedemedim hala endamını gündüzün Bir yığın eski hayal duruyor tabağımda Eski günlerin tadı sızlıyor damağımda Gönlümün mahzenine çekildim; biçareyim Sevgiyi de, aşkı da unuttum; avareyim Meçhul bir ıstırabın kurbanıyım boşlukta Bir bodrum katındayım, esrarlı bir loşlukta Nurullah GENÇ
AŞKİM İSYANDİR BENİM Yanarım; öyle bakma yüzüme yağmur gibi Dağıt kalbini saran hasret bulutlarını Damlasın gözlerine sonsuzluk usaresi Dalgınlık evlerinin en güzel melikesi Sevemem; tozlu raflar arasına girmeden Çöllerim kandır benim Sevemem; karanlığı bir daha devirmeden Aşkım isyandır benim Nurullah GENÇ
887 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.