"Efendim aşağı, efendim yukarı" diye etraflarında dört dönüp duran kadınlardan değil de artık kendi kendimizin efendisi olduğumuzun, kısacası eski kölece anlayışları rafa kaldırdığımızın farkındalar mı sence?
Gerçek aşk sahte aşkın bedelini ödüyordu. Ne yazık ki erkekler aldatmanın ilk darbelerinin genç bir kadının ruhundan çiçekleri nasıl söktüğünü öğrenmedikçe bu mantıksızlığa sık rastlanacak.
Günümüzde kötülüğün önünde hiç eğilip bükülmeyen, doğru yoldan en ufak bir sapmayı dahi suç olarak değerlendiren o dürüst insanlara, o güçlü iradelere her zamankinden daha az rastlanıyor.
İlkeler yoktur, sadece olaylar vardır; yasalar yoktur, sadece koşullar vardır ve üstün insan onları yönlendirmek için bir araya getirir. İlkeler ve yasalar sabit olsaydı, halklar onları bizim gömlek değiştirdiğimiz gibi değiştirmezdi.
Tanrı bize kıyamet gününde orada olmamak gibi kötü bir şaka yapması halinde bu iyi niyetli insanların yüzlerinin nasıl buruşacağını şimdiden görür gibiyim.
Belki de bazılarının birlikte yaşadıkları insanlardan elde edebilecekleri hiçbir şey yoktur; onlara ruhlarının boşluğunu gösterdikten sonra, onlar tarafından hak edilmiş bir acımasızlıkla gizlice yargılandıklarını hissederler ama mahrum kaldıkları pohpohlanmalara karşı konulmaz bir ihtiyaç duyarak ya da kendilerinde var olmayan niteliklere sahipmiş gibi görünme azrusuyla çırpınarak, bir gün gözden düşmek pahasına da olsa tanımadıkları kişilerin saygısını ve gönlünü kazanmayı umarlar.