- O zaman eline bir şey geçmedi!
- Geçmez olur mu, demiş tilki. Buğdayın rengini kazandım ya.
Sonra devam etmiş:
- Gidip güllere tekrar bak. Senin gülünün dünyada tek olduğunu anlayacaksın.
- Hayatım tekdüze. Ben tavuk avlıyorum, insanlar da beni avlıyor. Tüm tavuklar birbirine benziyor, tüm insanlar da birbirine benziyor. O yüzden biraz sıkılıyorum. Ama eğer beni evcilleştirirsen dünyama güneş doğmuş gibi olur. Duyduğum bir ayak sesi diğerlerinin hepsinden farklı olur. Diğerlerini duyunca yerdeki deliğime girerim. Seninkiyse müzik gibi, beni ordan dışarı çağırır. Ayrıca baksana! Şu aşağıdaki buğday tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğdayın bana hiçbir faydası yoktur. Buğday tarlaları bana hiçbir şey düşündürmez. Üzücü değil mi bu? Ama senin saçların altın rengi. O yüzden beni evcilleştirdiğinde harika olacak! Altın gibi sarı buğday bana seni hatırlatacak. Ve buğdayları okşayan rüzgarın sesine bayılacağım...