Gilman'ın amacı bilinci değiştirmek olduğundan, ya zar bir taraf t an bilim ve teknolojiyi, diğer yandan pastaral yaşamın güzelliğini ve saddiğini kapsayan, aynı zamanda bu iki tarafın da büyük hatalarından kaçınan bir maddi dünya yaratmakta özgürdür. Onun teknolojisi insanla rı yönetmez, onların ihtiyaçları nı karşılar. Ayrıca bilimle uğraşan seçkin insanlar yapay istekler yaratınazlar; çünkü ortada ne seçkin ler, ne bilimciler ne de başka bir şey vardır.
Eserdeki pastaral özelliklerin sanayi öncesi bir dünyayla il gisi yoktur, insan, daha doğrusu bu eserde kadın yeniden yaratılırken mastır n iyetle yaratılmamışlır; çünkü Gilman'a göre masumiycl, özgür olmak isteyen bir kadının kurtul ması gereken ilk zincirdir. Kadınların masumiyeti yalnızca erkeklerin işine yarar.
Er kek özelliği dediğimiz cesaret, güçlülük, yaratıcıl ı k, cömert lik ve dürüstlük gibi özellikler aslında bütün insanlara özgü özelliklerdir; ne var ki bu gerçek, kadınlardan esirgcnmiş, böylece kadınlar bunların sadece erkeklere özgü özellikler olduğuna inandınlmışlardır. Bir kadının ise "namuslu" ol ması için gereken tek şey "namus", yani bekarettir. "Kadın lar gelişınemiş erkek değildir," demiştir Gilman, "ancak in sanlığın yarısını oluşturan kadınlar gelişmesi engell enmiş insanlardır." C
Ailesiyle vedalaşıp uzun süredir biriktirmektc olduğu kloroformla yaşamına son verdi. Ardında bıraktığı not, otobiyografisinin son say falannda karşımıza çıkar:
Eğer hala hizmet edecek gücümüz varsa, hiçbir acı, keder ya da "kırık kalp" yaşamımıza son verme hakkını vermez bize.
Ama artık işe yaramaz olduğumuzda, ölümün kaçınılmaz olduğunu anlayıp soluğunu ensemizde duyduğumuzda, yavaş ve korkunç bir ölüm yerine çabuk ve kolay olanını seçmek bizim en doğal hakkımızdır ... Ben kloroformu kansere tercih ettim.