XIX. YÜZYIL ressamlarından William Holman Hunt'in ünlü bir tablosu vardır. Ressam, geceleyin elindeki fenerle bahçede duran filozof kılıklı bir adamın göründüğü bu tabloya "Kainatın Işığı" adını vermiştir. Resimdeki adam serbest kalan eliyle bir kapıya vurmakta ve içeriden gelecek cevabı beklemektedir. Rivayet edilir ki bu tabloyu tetkik eden bir sanat eleştirmeni ressama dönerek takılmış:
"Güzel bir tablo üstat, lâkin mânasını bir türlü kavrayamadım; adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak gibi duruyor, çünkü kapıya bir tokmak takmayı unutmuşsunuz..."
Ressamın cevabı eleştirmenin yüzünde bir mahcubiyet kızarıklığına yol açmış:
"Adam alelade bir kapıya vurmuyor ki azizim; bu kapı, insan kalbini temsil ediyor. Yalnızca içeriden açılabildiği için dışında tokmağa ihtiyaç yoktur."
NAAT
Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar
Falları grafiklerde bakılanlar siz de işitin..
Külden martı doğuran odalıklar
Ve kahyalar
Kara pıhtılarıyla damgalanmış veznelerde dili
Sen Eritre'desin çocuk, sen Moro'da Sen yıllarca zulmedilensin Türkistan'da Azerbaycan'da, Kırım'da, Afganistan'da Kan denizinde boğulansın Ortadoğu'da Terk edilensin Irak'ta mahzunsun Filistin'de
Çığlık içimde düğüm, çığlık gözümde yaş Yitik bir manadır yanağımdaki damla Sen kuyrukçulara parya
Bekle çocuğum uzanıyor namluya öpülesi eller Geliyor başı dik, kan pahası, can pahası insanca yaşatmak isteyenler
Çığlık içimde düğüm, çığlık gözumde yaş Bekle çocuğum yeni bir dünya için verdiğim savaş.
"Bir milleti yok etmek isterseniz askerî istilâya lüzum yoktur. Ona tarihini unutturmak, dilini bozmak, dininden soğutmak ve dolayısıyla mânevî değerlerini, ahlâkını yozlaştırmak kâfidir."
Minik yeğenim sevmediği ve istemediği bir şeyi olumsuz edat kullanmadan söylüyor.🫠 Nasıl mı?
-Seviyorum ıı'ı (sevmiyorum)
-İstiyorum ıı'ı (istemiyorum)
9- O halde öğüt fayda verirse ona devam et.
10- (Allah'tan) saygı ile korkup eğilen öğüt alacaktır.
11- Sapıtmış âsi günahkâr ise ondan uzak duracaktır.
(Âlâ Suresi 9-11 Âyetler)
Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.
(İsra Sûresi 44. Âyet)