Çok garip duygular içerisindeyim. Pek çok şey yazabilirim buraya... "Babalar alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır." der Hasan Ali Toptaş, her hücremde hissettiğim bir cümledir.
Babasının prensesi olmadım hiçbir zaman. Bazı yaralar kapanmaz, bazı eksikliklerin telafisi mümkün değildir.
Kendimin abisi ve yine kendimin ablası oldum. Bazı çocuklar kendi kendini büyütmek zorunda kalır, kendi kendini büyüten oldum. Hata yaptım, içime attım, affettim kızdım, ağladım ama yaşadım... Öylesine yaşamış olmamak için öylesine yaşamamayı öğrendim.
Yaş dolu gözlerim, elimde bir dolu "anılaşmış" fotoğraf ve
bu fotoğrafların hepsinde her ne yaşamış olursam olayım bir gülüş yaşıyor... Kocaman, güçlü bir gülüş...
Yine aynı gülüşle 26. yaşa merhaba...
Yaşatacaklarına, güldüreceklerine, ağlatacaklarına, sevdireceklerine, hepsine amenna.