Günlerce ağladım. Günlerce, aylarca, sabahlardan akşamlara, akşamlardan sabahlara kadar durdum durdum ağladım. Sonra alıştım. Artık var olmayışına alıştım. Ama öldüğüne hala alışamadım.
"Keşke zihnimizin ve kalbimizin ta orta yerinde de bir dolunay olsaydı, olsaydı da tümüyle aydınlatsaydık karanlık taraflarımızı. Göremediklerimizi bize gösterseydi. Aydınlatsaydı bütün gecelerimizi. Maalesef böyle bir durum söz konusu değildi. Sadece bir taneydi ve ben de buna razıydım."
Bir kavganın ortasında gibiydim, dört bir yanımdan sesler, küfürler ve bağırışlar yükseliyordu, ben onları ayırmaya çalışıyordum. Her çabamda tekme ve yumrukların hedefi ben oluyordum ve bitirmeye çalıştığım kavgayı daha da çok alevlendiriyordum.
"Bu hayatta," dedi, "en zor şey nedir, biliyor musun?"
Arkamı dönüp "Ne?" dercesine baktım, devam etti:
"Orospu çocuklarına iyi davranmak. Bunu yaparsan gerçekten iyi bir insan olursun..."