Sabitlenmiş gönderi
# Yazdıklarım şahsıma aittir.
# İmla kurallarına uymayabilirim.
# Zaqa profilimi ziyaret et ve bana soru sor zaqa.net/Musrif
Yol uzun, ilerliyorum..
Her adımda bir şeye yaklaşırken,
Uzaklaştığım bir şeyin hüznü..
Belki bir ses, bir tat ya da bir portre, fakat örtülü..
Bir şey saklıyorum kendimden, söylemiyorum..
Her kuyuda nidâsı yankılanır sırların,
Kazıldım, derinleşiyorum..
Yalçın kayalarıyla haşmetli dağlar,
Çağırıyorlar ismimi doruklarından..
Kimi sapıyorum, mağlup oluyorum,
Hayal gibi ellerin tutuyor hoyrat saçaklarımdan,
Önüme düşüyor başım, mahcup oluyorum..
Kalbime karanlık ormanlar düşüyor ilk,
Sonra heybetiyle arzı tutan dağlar..
Ağaçlar, donmak üzere olan akarsular düşüyor,
Üstünde yürüdükçe sanki bitmeyecek bu yol,
Bükülüp küçülüyor,
Sen düşüyorsun en son,
Ve ben düşüyorum dizlerimin üstüne..
Bilmiyorum neden bu sızı,
Bilmemek acıtıyor..
Gidiyorum,
Az kaldım..
Okur Takip Önerileri
Ölüm tutmuş ellerim gezer şakaklarımda,
İçimde bir korku var, yine de umarsızım..
Söyle bana kadim dost, bu yara kimden kaldı?
Unuttu ki sahibi kalbimde yetim kaldı..
...
Raksetti kirpikleri canlanan şarap gibi,
Ebedi sarhoşluğu tattığım gözlerinden,
Sükûta boğularak izliyorum cenneti..
Fakat mahsun tabiat cemresini beklerken,
Kefen giymiş tebessüm hevesle dirilmeyi,
Münzevi baharları çağırmayı isterken,
Eziyor dudakları yakuttan bir çiçeği..
...
Gidecektin mâdem gösterme gözlerini,
Bilmezsin nazarından can nasıl da yanar,
Bulması dert değil saklasan da kendini,
Bir iz gibi yolunda nice âşık yatar..
Bu hayalim de gerçekleşmedi. Neymiş efendim, yangınları çok seviyormuşum..
Böyle yağmur dökmüş havalarda içimde bir ney çalar sanki, doksanlı yılların birinde, belki doğduğum yılda istanbulun sahillerinde üşümek isterim. Bilen bilir, tabutta rövaşata filmindeki gibi bir hayal benimkisi..
Sustuğum her şey yankılanıyor,
Gece vakti loş duvarlarda..
Tavana bakıp hayaller çiziyorum,
Işıklar titriyor sönük lambalarda..
Yollarda kahır, gidenlerin ardından,
Her gidenin ardından bir ben kalıyorum..
Biliyorum artık, hep böyle sürecek,
Sızlayan gözlerimle yine fecre dek,
Yattığım yerde kaybolacağım,
Sonra bulmak için dalacağım,
Sırrını bildiğim o rüyalara,
Ve hatırlamaktan korkacağım,
Yorgun uyandığım sabahlarda..
Sansürlü şiir
Kayboldum, bilerekti, yollarını sakladım,
Gel dedi bana kokun, gelince de kokladım,
Hasretin yordu beni, uzanıversem yere,
Ayağının altında bas dağılsın saçlarım..
Sonra kaldırsan beni dizlerimin üstüne,
İzlesem baldırını bacağının üstünde,
Aralık dudağının kavisinden gizlice,
Gel desen de gelemem sesinle döndü başım..
Tutup dönen başımı, bastırıp ellerinle,
Gülistan gibi kokan pamuk gibi göğsüne,
Süzülür âbı hayat uzanmış parmağından,
İçtikçe içtim fakat hiç dökmedim yerlere..
Boynunda atan nabzı dudaklarımla saydım,
Teninde ki yangını ellerimle harladım,
Damla damla kıvılcım saçıldı üstümüze,
Tatmasaydım terini balı tatlı sanırdım..
Söyleştik kelimesiz, ben sustum sen dinledin,
Dedim ki özledim seni, sen de tebessüm ettin,
Doldurduk bir kadehi taştı döküldü yere,
Ben ayrı yere düştüm, sen de hepsini içtin..
Hattını çek hayalin tuval gibi boşluğa,
Dudağınla boyansın kırmızı her ne varsa..