Alperen Uysal
@Mukan_Alp
Öd Tengri yaşar kişi ogli kop ölgeli törimiş.
İnşaat Mühendisi-Turist Rehberi
NÖHÜ-SÜ
Konya
27 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
308 syf.
·
Puan vermedi
Güçlü devlet çok kanun çıkaran, hayatın her alanına burnunu sokan devlet değildir. Güçlü devlet, sadece asıl görevini yapan, fakat bunu kesinlikle, tavizsiz ve istisnasız yapabilen devlettir. Güçlü devlet özel teşebbüsü caydıracak kadar çok vergi toplamaz ama toplayacağını ilan ettiği vergiyi de mutlaka ve herkesten toplar. Güçlü devlet yüzlerce yasak koymaz ama koyduğu yasak gerçekten yasaklayıcıdır. Güçlü devlet gerek iç güvenlikte, gerek dış güvenlikte tavizsizdir. Falan şey yasak ama hadi bu seferlik göz yumuverelim, Türkiye'ye yabancıların girişinin nasıl yapılacağı kanunla belirlenmiştir ama "bu şartlarda bırakıverelim" tavizdir. Vergide yandaşa yüklenmeyip muhalifin üzerine gitmek kanundan tavizdir. Devletin kanunlarından taviz, devletin sonunun başlangıcıdır.
Sayfa 167
Okur Takip Önerileri
Demokrasinin vazgeçilmez kurumları siyasi partilerdir. Ve siyasi partilerimiz demokrasiden tamamen vazgeçmiştir.
Sayfa 157
Şereften anladıkları, lidere sadakatten ibaret.
Sayfa 118
Doğru dürüst yönetilen ülkelerde para kazanmak isteyen iş hayatına, iktidar sahibi olmak isteyen siyasete yönelir. Ahlaksızlığın hakimiyetinde ki ülkelerde ise para kazanmak isteyenler siyasete, iktidar sahibi olmak isteyenler iş hayatına yönelir.
Sayfa 45
Milliyet antropolojik manada ırk birliğinin mahsülü değildir. Milletlerin teşekkülünde, antropolojik manada ırktan ziyade, etnolojik manada ırk esansı mühimdir.
"Hilafet merkezi Bağdad şehrinde yaşanmış katliamlar, tahribatlar karşısında hemen herkesin Cengiz Kağan'ı ve torunu Hülagü'yü koyu bir İslam düşmanı olarak görmesi ve göstermesinin de elbette doğru ve yerinde bir davranış olarak tarihi bir gerçeğinde yansıtılmasıdır. Ancak Cengiz Kağan ve ardılları dönemindeki savaşların din veya dinler arası bir savaş olmadığı aşikardır. Cengiz Han'ın kurucusu olduğu bu devletin yönetim anlayışında, dinlere ve mezheplere karşı olmadıkları, din görevlilerinin ve dini kurumların her türlü vergiden muaf oldukları bilinmektedir."
Sayfa 15Kitabı okudu
"Cengiz Han milliyeti ve dini ne olursa olsun hiç ayırt etmeden kendi alanında nitelik sahibi insanları devlet yönetiminin en üst makamlarında görevlendirmede bir mahzur görmemiştir. Buna dair ilk örnek, daha önce Naymanlarda görevliyken, Cengiz'in hizmetine girmiş Uygur Türk'ü Taşatun (Ta-Ta Tonga) olmuştur."
Sayfa 32Kitabı okudu
Milletler de, tarihten önceki devirlerden bugüne kadar daima karışmış olduğundan, bugün hiçbir milletin bütün fertleri, o milletin mensup olduğu farzedilen ırkın bütün hususiyetlerine malik değildir. Irkı temsil eden "örnek tipler" ancak millet içinde en çok rastlanan tiplerdir.
Sayfa 37Kitabı okudu
Çare, 19. asrın ilk yarısında belirdi. Franz Bopp Hint-Avrupa dil grubunu keşfetti. Irk siyasetine ihtiyaç duyanlar da nihayet aradıkları ırkı bulmuş oldular. Üstün ırk, Hint-Avrupa ırkıydı, adı da Ari ırk idi. Mensuplarına Aryan denirdi. Bir problem vardı, konuştukları dilden ötürü bir kısım koloni ahalisi, en önemlisi Hindistan'dakiler de bu sınıflandırmaya giriyordu. İran da. Çünkü Hint dilleri ve Farsça Hint-Avrupa dil grubundandı.
20. asırda Pehlevi Hanedanı fırsat bu fırsattır demiş, Şah'ın ünvanları arasına "Arya-Mehr"i, yani Aryaların Güneşi'ni eklemişti. Onun da çaresi bulundu. Schopenhauer'in dediği gibi meselâ Hindistan'da derileri nispeten koyu olanlar belli ki Aryan değildi. Eh çoğunun derisi de koyucaydı.
19. asırda İngilizler, Hindistan'ın kuzeyinde teni açık renk olanların Aryan, güneyindeki koyu tenlilerin de muhtemelen Turani olduğunu söylüyorlardı. Halbuki tarihi olarak Turaniler, yani biz, yani Babürlüler, tam tersine, güneyde değil kuzeydeydik. Ama teori kullanışlıydı ve o kadarcık kusur kadı kızında da bulunurdu.
Sayfa 68Kitabı okudu
