Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Murat Kabakcı

Murat Kabakcı
@MuratKabakci
Meftun.Art'ta blog yazarı, BuBiSanat'ta kursunkalem
9 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
64 syf.
·
Puan vermedi
Çoğunluğun Zorbalığı
Çoğunluğun ZorbalığıAlexis de Tocqueville
7.4/10 · 1.252 okunma
Reklam
Postmodernizme can veren eleştirel ruhtur ama postmodernizm bu ruhu kendi önermelerine nadiren uygular.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Postmodernizm, ötekine açık olmakla o denli övünmesine rağmen, karşı çıktığı ortodoksiler kadar dışlayıcı ve sansürcü olabilir pekala. Sözgelimi, genelde insan kültüründen söz edilir ama sınıf konuşulmaz, beden ele alınır ama biyoloji alınmaz, jouissance'a (haz) değinilir ama adalete değinilmez, post kolonyalizm konu edilir ama küçük burjuvazi edilmez. Bu, tıpkı herhangi bir muhayyel kimlik biçimi gibi işini görmek için gulyabanilere ve yalancıktan hedef duyan tamamen ortodoks bir heteredoksidir.
Bu satırlarda denemekte olduğum ve geleneksel olarak aklın diyalektik alışkanlığı diye bilinen düşünce üslubunun postmodernistler aradında pek revaçta olmadığını söylemek gerekir belki de. Çelişki kavramına kendi sözlüklerinde pek az yer tanındığından, çelişkinin iki yakasını birden düşünmeye çalışmak, postmodernistlerin pek sevdikleri bir tarz değildir. Tam tersine, tüm farklılık, çoğulluk, heterojenlik lafazanlıklarına rağmen, postmodern teori genellikle hayli katı bir kutupsal karşıtlıklar aracılığıyla iş görür.
Reklam
1970'lerin başlarında sosyalizm, göstergeler ve cinsellik konularını tartışan kültür teorisyenlerine rastlanırdı; 1970'lerin sonunda ve 1980'lerin başlarında göstergeler ve cinsellik konusunda kapışıyorlardı; 1980'lerin sonlarına gelindiğindeyse, cinsellik hakkında konuşuyorlardı. Bu, ille belirtmek gerekirse, politikadan başka yerlere doğru cereyan eden bir yer değiştirme değildi, çünkü dil ve cinsellik diplerine kadar politiktir; ama her nedense, bunun belli bir takım klasik politika sorularının ötesine hamle etmenin değerli bir yolu olduğu ortaya çıktı.Örneğin, insanların çoğunluğunun niçin yeterince beslenemediği sorusu gündemden tamamen çıkarıldı. Bugün feminizm ve etniklik, gerçeklikte karşı karşıya kaldığımız en yaşamsal politik mücadelelerin bazılarını zihinlerde uyandıran birer alamet işlevi gördüğü için popülerdir. Buna ilaveten, ille de anti - kapitalist olmaları gerekmediğinden ve dolayısıyla post - radikal bir çağa cuk oturduklarından popülerdir feminizm ve etniklik.
"Bilinçten söz etmenin artık moda olmadığı bir çağda, dünyanın zihinden ziyade söylem tarafından inşa edildiğinden söz etmek daha isabetli olacaktır, bazı açılardan ikisi aynı kapıya çıksa bile. Bu durumda her şeyin bir yorum haline geldiği iddiası da dahil olmak üzere her şey bir yorum haline gelecektir ki, yorum fikri öbür alternatiflerin tümünü iptal edecek ve her şeyi olduğu gibi bırakacaktır. Çok isabetli bir biçimde, radikal epistemoloji muhafazakâr bir politika doğuracaktır. Söylem her yeri kapladığı takdirde, en başıboş metafizik idealizm - tıpkı derimizin dışına adım atamadığımız Tanrı ya da "Geist" gibi- kadar imtiyazlı bir "a priori" haline gelir. Dünyayı maddi bir direnç olarak yaşantılamak ile söylemin bir etkisi olarak görmek arasındaki farklılığı, kol emeği ile kafa emeği arasındaki ya da yurttaş ile entelektüel arasındaki ayrım gibi görmek galiz bir sosyolojik indirgemeciliktir, kuşkusuz. Ayrıca bu yeni bayağı iddiayı tamamen göz ardı etmek de ihtiyatsızlık olur. Böylesi teorilerin belli başlı yandaşlarının edebi ve felsefi tipler olduklarını görmek -söz gelimi en fazla tutulan isimler arasında yalnızca birkaç tane tarihçi olduğunu, bilim adamlarının bu isimler arasında hiç yer almadığını görmek - şaşırtıcı olmayacaktır. Bu yeni idealizm, kültürelcilik adıyla bilinen belli bir ingirgemecilik biçimiyle el ele gidecektir hiç kuşkusuz.
Bizden daha az acı çekmiş birisi tarafından yargılanmayı kabul etmek imkânsız. Hem de, herkes kendisini anlaşılamamış bir Eyüp sanırken...
274 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.