Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık,
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
Tek başına
Ölüme bir soluk kala,
Tek başına
Zindanda yatarken bile,
Asla yalnız kalmamak.
Yaşama dair algılarımızı etkileyen etmenlerin çoğu ya geçmiş ya da gelecek ile ilgili. Olayları nadiren içinde yaşandığı andaki hali ile algılarız. Gelecek ile ilgili her şey bir varsayım ve geçmişle ilgili olan her şeyi ise bugünün bilinç düzeyinde algılarız.
Aslında olaylardan çok bizim onu nasıl algıladığımız önemlidir, dünyayı algılarımız oluşturur ama şunu da biliriz ki, algılar çoğunlukla birer illüzyon olabilir.
Bilinçli farkındalık sadece şimdiki anda yaşamak ve şimdiki anı fark etmek değildir ve anlaşılması gereken iki boyutu vardır. İlk boyut mevcut an içinde olanları fark etmek, ikinci boyut ise tüm bu fark ettiklerimizi karşılama biçimimizdir. O yüzden bilinçli farkındalığa, algılama ve algılananı kabul etmenin karışımından oluşan bir yaklaşım diyebiliriz.
Mindfulness, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmek, bu dikkatin niteliğini fark etmek ve tüm bu fark edilenleri acele ile yargılamaksızın kabul etmeyi içerir.
Akışına bırakma bizim için çok da yabancı bir deneyim değildir. Her gece uykuya dalarken bir şeyleri ardımızda bırakırız. Işıkların kapanınasıyla, sessiz bir şekilde yumuşak bir zemine uzanıverip zihninıizi ve bedenimizi gevşetiriz. Eğer kendinizi böyle gevşetemezseniz uyuyamazsınız.
|Jon Kabat-Zinn