İçinde kısa sürreal öyküler bulunan derleme bir kitap. Bir delinin hatıra defteri, palto ve burun. Bir delinin hatıra defterinde hafif muzip bir gülümsemeyle edebiyattan anlıyor gibi hissedip buruna geçtiğinizde “ya ben ne okuyorum ya, bu nasıl kafa?” dediğiniz bir derleme. Kitabın profesyonel incelemelerini okuduğunuzda burundaki ve hatıra defterindeki ince dokundurmalarla aydınlanıyorsunuz.
Bloch... reddedilmiş onlarca kelime, onlarca insan ve onlarca duygu. Bitkiden farksız bir yaşam. Savrulan kuru bir yaprak gibi bilinçsizce uçuşmak. Bu kitabı okurken kıyameti hissediyorsunuz ve bu kadar duygusal açıdan küntleşmiş bir yaşantı sizi boğuyor. İyi okumalar.
Çamura batmış bir gencin, kendini evin tahta merdiveninde donmuş bir şekilde bulması, hemen ardından ise yağmur yağarken kırlarda koşturan bir çığlık olması. Tam manasıyla bir depersonalizasyon örneği. Keyifli okumalar.
Varlığının ve tüm var olmuş şeylerin ötesinde muazzam bir karma örneği. Çizimleri incelerken sağdan ve soldan aynı anda rüzgar esiyormuş ve beyninizde uğultular kol geziyormuş gibi hissediyorsunuz. Nadja olmak ya da Nadja’ya hazırlayan kadın olmak. Bunu uzun bir süre düşünüyorsunuz.
Özgürlük... Bir insanı neyin gerçekten özgür kıldığını biliyor musun?
-Ne?
İrade,kendi iraden ve o sana güç verir ki; bu özgürlükten yeğdir. Nasıl isteyeceğini bil, o zaman özgür olursun, kendi kendinin efendisi de olursun.