Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Nazan
Nazan
@Nazanr
Lisans
816 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Bir gastronomi distopyası.
Hiç düşündük mü acaba, duzdolabına koyduğumuz sebzelerin, meyvelerin hisleri var mıdır diye? Ya da onları dolabın soğuk, nemli ve karanlık köşelerinde unuttuğumuzda hiç acı çektiklerini düşünüyor muyuz?
İşte bu kitap bizi bunları düşünmeye itiyor.
Kitabın konusuna değinecek olursak biraz;
Gelin beraber kulak verelim hislerine.
Bir inançla yetişip büyüyen, bu inanç uğruna zorluklara dayanan bu sebze ve meyveler için nedir bu kadar değerli olan inanç?
Bütün huzurun orda olduğuna inandıkları İrembağ içindi yaşanan her şey, çekilen her çile.
Kitap genel itibari ile çok acı ve eğlenceli ilerliyor. Okurken israf ettiğimiz her şeye üzülüyoruz ki bence kitabın amaçlarından birisi de bunu sağlamak ve gayet başarılı olduğunu söylemek isterim bu konuda.
Ayrıca yazara da güzel eseri için teşekkür ederim
Yazarla tanıştığım ilk kitap.
Kitap; çok güzel bir kurguya sahip. Devon kıyısında bulunan Asker Adası'na giden on kişilik grubu bir sürpriz beklemektedir. Geçmişteki karanlık sıralarla yüzleşmeye başlıyorlar ve teker teker ölüyorlar.
Peki ama bu kimsenin ulaşmasına imkan olmayan adada katil kim? Katil bu on kişiden biri.
Kaç kere tamam katil bu dedim ama her seferinde Agata Chirstie beni ters köşeye sürükledi.
Okuması çok zevkli, bir çırpıda bitecek, çok zekice yazılmış bir roman.
Kitap hakkında bir şey söylemeden önce, TEDx konuşması ile tanıştığım Büşra Sanay'a teşekkür ederim. Okumaya bile tahammül edemediğim, yüreğimin dayanamadığı o satırları yazarken kim bilir ne kadar zorlandı.
Bir kadın olarak okuduğum bu kitap beni derinden sarstı. Çocuk sahibi olan herkesin bence mutlaka okuması gereken ve çocuklarına gerektiği yerde avazı çıktığı kadar bağırmayı öğretmesi gerekir.
Kitaba gelecek olursak; genel olarak araştırmalardan, röportajlardan ve mağdurların anlattıklarından oluşuyor. Geneli çocuk yaşta istismara uğrayan bu bireylerin neden sustuklarını veya susturulduklarını anlatıyor. Polise başvurulduğunda sürecin nasıl devam ettiğinden bahsediyor. Ama en üzücü tarafı da kötülüğün hiç beklemediğimiz kişilerden geldiğini anlatıyor.
Şu anlıntı ile sonlandırmak istiyorum;
"Oysa bir çikolatayla kandırdı beni! Bana çikolata vereceğini söyleyince gitmiştim yanına... Nereden bilecektim ki..." (Sayfa 49)
Okur Takip Önerileri
Uzun zamandır okumayı planladığım fakat bir o kadar da geç okuduğum bir kitap oldu.
Genel olarak kitabı beğendim. Özellikle ilk bölümü bitirdikten sonra kitabın daha da akıcı bir şekilde ilerlemesi okumamı kolaylaştırdı.
Fakat klasik İngiliz edebiyatında olduğu gibi; çok fazla isim, uzun betimlemeler olması beni biraz yordu. Tabi ki sosyeteye tanıtılmayı bekleyen, evlenmek için zengin beylerle tanışmayı uman kızların hikayesi de diyebiliriz.
Kitabın isminde de anlaşıldığı üzere baş karakterimizin ve aşık olduğu kişinin hikayesini okurken, kardeşlerinin ve ailesinin de hikayelerini öğreniyoruz. Birisinin gururu ve birisinin önyargıları ile gelişen süreçte olan olaylar çerçevesinde ilerleyen bir kitap.
Tarihi roman severler için güzel ve okunmaya değer bir kitap.
Tarih, aşk, entrika, İngiliz kraliyet olayları, veba salgını ve politik olaylar ile şekillenen bir roman.
Yazarın kalemide çok güzel ve akıcı.
Kitabın başlarında konu biraz yavaş ilerliyor ve sıkıcı gibi gelebilir ama biraz sabırla okunmasını tavsiye ediyorum. Kitap daha sonra çok akıcı ilerliyor.
