O (s.a.s), Allah'ın kulları arasından seçtiği son peygamberdi. Kendisi son peygamber oluşunu mütevazı bir şekilde şu örnekle anlatmıştı: "Benim ve benden önceki peygamberlerin durumu, bir evi inşa eden kimseye benzer; o kimse evi güzelce yapıp mükemmel hâle getirmiş fakat bir köşede sadece bir tuğla yeri boş kalmıştır. İnsanlar bu evin içine girip dolaşırlar, ona hayran olurlar ve şöyle derler: Keşke şu tuğla da yerine konulmuş olsaydı." Sonra sözlerine devam etti: "İşte ben o tuğlayım. Ben peygamberlerin sonuncusuyum."
Dünya nimeti için zaaf haline düşersin. Ona doğru koş- ma, şükür ipi elinde ya. Her meseleye cevap veren, her gördüğünü kucaklayan, her bildiğini anlatan bir kimse mi gördün; derhal ondan uzaklaş.
Her şey mutluydu; bitkiler, kuşlar , böcekler ve çocuklar. Ama büyükler, ergin kadınlarla erkekler asla aldatmaktan ve birbirlerine de kendilerine de işkence etmekten vazgeçmiyorlardı.
Bizler vicdan sahibi insanlarız. Bizim yüksek bir makama vereceğimiz bir hesap var dolayısı ile vicdan seviyemizin de yaptığımız işlerde yüksek olması gerekiyor.