Ömer Sevinçgül'den bir gençlik kitabı daha. Tıngırmıngır, usul usul ve uzun uzun ilerleyen, dolayısıyla yoran kitaplardan değil. Kitabın kapağından yola çıkarak, zihinlerde oluşan 'cicili bicili aşk kitabı' yaftası da isabetli bir görüş değil. Çünkü Sevinçgül, derdi olan yazarlarımızdan bir tanesi. Bu kitabında ise manevi buhrana düşen günümüz
"Asgari ölçüde spoiler"
Mutsuz sonla biten hikayelerin güzelliğini bir kez daha yâd ettim bu kitapla. Toplam 5 hikayeden oluşan Mutlu Prens eseri, her hikayenin buruk bırakan finaliyle buruk bırakıyor bizleri.
Mutlu Prens'in kurşundan kalbi, kırlangıcın donmuş cesediyle aynı çöplüğe defnediliyor, bülbül aşk uğruna kendini feda ediyor
En yakın arkadaşı değil, Cemal Süreya.
Hatta aralarında bahse girerek şöyle bir anlaşma yaparlar. Bu fikir de Cemal Süreya'dan çıkar:
"Kaybeden soyadından bir harf çıkarır!"
Cemal Süreya (o zamanlar soyadı Süreyya) der ki ben kazanırsam senin soyadın "Karaoç" olacak sen kazanırsan benimki "Süreya" olacak. Sezai abi kabul eder bu teklifi. Ortaya böyle bir şaheser çıkar. Cemal abinin soyadı Süreya olur.
Az munzur değilmiş ama Cemal abi. "Karaoç" ne ulan?
Sinem
@Sinmkaya
·
26 Ekim 2021 13:54
Sezai Karakoç ve en yakın arkadaşı aynı kadına aşık olur.. Sezai Karakoç bu anlamlı şiiri sevdiği kadın Muazzez Akkaya’yı bir otel penceresinden izlerken kaleme almaya başlar. Aşk böylesine güçlüdür ve anlamlı satırlara ev sahibi olacak kadar da imkansızdır.