Hep olduğum gibi zordum, susmayandım, gerektiğinde vurup kırandım
Neler yaşarsam yaşayayım ve nelerle mücadele etmek zorunda kalırsam kalayım içimdeki sarsılmaz benliğimden vazgeçmeyeceğim.
Yürüyüşler yapacağım, kitaplar okuyacağım, pencereden ay’ı , yıldızları seyedeceğim, hayaller kuracağım, kediler seveceğim, yazılar yazacağım,çiçeklerle konuşacağım, ve birazda havayı içime çekip derin nefes alacağım. Daha sonra o an geldiğinde en anlamlısından, büyüleyici bir şekilde ölümle gülüşeceğim..
Toplumsal geriliğin hakkında kendimce yaptığım bir kaç araştırma sonucunda vardığım kanı şuydu: bir sayfa dahi açılamayan o kitaplar.. okuyup ve bunların üzerine düşünüp gerekli araştırmaların yapılmaması, gerekli olan bilgilere sahip olunamamasıdır. Zaten okuyan insan tüm olup bitenlerin aynı zamanda neyin ne olduğunun algılamasında gerçekliklerle birlikte kavramaya yetebilen bir zekaya sahiptir.
Bunun yanı sıra Dostoyevski’nin o her kitabında vurguladığı, imaladığı o her şeyi anlamak ve farkındalığın bilincinde olmanın bir azap gibi olması.. aksi taktirde bu cümleyi seçebilen insan bu kadar rahat, sallamasyon bir yaşama sahip olmazdı.
Sevgili kadın
Hayatının hangi döneminde olursan ol, hiç bir zaman standartlarının altına düşme. Özellikle de, kendini geliştirmek için gram çaba sarfetmeyip, mütemadiyen iç güdülerinin kölesi olup sapkınca bir yaşama sahip bazı erkeklerin ne ardında, ne önünde ne de hiç bir şeyinde ol. Kalk, kalk ve hakketiklerinin peşinden git, aldığın nefesin hakkını ver. Her zaman kendini mutlu edebilen, eğlendirebilen ve bunları yaparken de bilge ve araştırmacı kişiliğindenden ödün vermeyen bir kadın yarat.
Öyleyse bende artık bu sığ dünyayla bağlantımı keser, onların gittiği dünyayı bende yaratır orada yaşayıp, yazıp yazıp dururum. Sonra belki beni de bir yazar, bir şair olarak sınıflandırıp, beni, eserlerimi anar bu kahrolası insanlık.
Evet biraz huysuzdum, zordum, başına buyruk, cazip gelmeyen kuralların karşısında duvardım, buz kesilirdim.
Sonu ne olursa olsun asla boyun eğmeyendim. Ve sırf bu yüzden karşıtlarım da olurdu. Ama olsun en azından onlar gibi değildim.
Toplumun süregelen müthiş bir eksikliği mevcuttu: kişinin mesleğine verilen önemden çok kendini geliştirmesi, yaşam stili, üstünde durduğu varsayımlar, savunduğu düşünce yapısı önemliydi. İşte toplumlar bunu bir türlü kavrayamadığından bazı toplumlurdan hep daha geride kalıyordu ve kalmaya da devam edecektir. Meslek, rütbe ne kadar yüksek olursa olsun kişinin kişisel gelişimi, kendini geliştirmesi olayı yok denecek kadar eksikse hiç bir zaman, hiç bir işte yükselemeyecektir. Kaliteli bir kişiliğin sahip olduğu özelliklerin bir kaçı şunlardır: elinden geldiğince kitap okuması, bir çok durumların üstünde durup neyin ne olduğunu araştırması, karşıt da olsa tüm zıt görüşleri de ele alıp gereken faydalı bilgileri almasıdır. Hayatı da yaşamalıdır elbette fakat eğlenirkende bir çok şeyden bilgi sahibi olması önemli bir konudur. Sürekli olarak zevklerinin, fani anların kölesi olmamalıdır.
"Hayatımızda bizi tanımlayan bazı anlar vardır.
Gidip gidip tekrar yaşadığımız anlar. Ondan önceki hayatım son derece basit ve netti. Ama şimdi, ondan sonra...
Sadece... 'sonrası var'. "
Susma! acımasız gürültünle tüm sesleri sustur. Duygular bir yana inzivaya çekilmiş mantığını uyandır ve tüm saçmalıklara son verip kendi yolunu inşaa et. İlerlemeye devam ederken yollarına çıkan engellerin yıkıcısı olmayı dene. Senin seviyende olamayacak, geri zihniyetli, iki kuruş etmez kendini geliştirmek yerine namussuzluğuyla övünen erkeklerin ne yanında, ne de karşısında dur!
Kendi değerinle, kendi gururlarınla, kendi başarılarınla mutlu ol. Bir an bile vazgeçme, kendini geliştirmeye devam edip, kendi serüvenini yaşa.
Sınırlarımla sınırları aşmak, tek kurşunuyla hedefimin isabet etmesinde kullandığım en güçlü silahımdı. Ve varoluşumun üstünlüğüyle sabrımı zorladıklarını alaşağı etmek benim doğamdandı.
Sonumun dâhi nasıl olacağını kestiremezken, hayatımda birçok yaşadığım ağır vakalar da olmuştu
Ama öyle bir zamana geldim ki
Aslında bir sonumun olmadığı, aksine süregelen bir yolculuğumun olduğunun farkına varmıştım. Kim bana ne yapmış, kim benimle nasıl ya da yaşadığım durumlardan hangi sonuca vararsam varayım istediğim sürece aldığım her bir nefesin hakkını ışıldarcasına verebilmemdi. Benim dünyam ve benim savaşçı ruhum..
Yalnız değilsin ki sadece kendini seçtin.
sonu uçurumla sonuçlanan yollarından birer birer ayrılıp, kendi yolunu inşaa ettin ve artık o çok istediğin güzergâha kavuşma yolundasın. Çünkü sen sana nefessin, sen sana mecbursun, sen sana değersin..