Atilla

Atilla
@NovemberRust
Kibir seni hayal kırıklığına uğratan, korkunç bir yanılgıdır, çok ciddi bir işle meşgul olduğundaysa daha ağır hayal kırıklığına uğrarsın.
Reklam
Zamanın bir anını bile doğaya uygun geçir ve memnuniyetle ayrıl yaşamdan; tıpkı onu yaratan toprağa ve yetiştiren ağaca şükranlarını sunmak için olgunlaşınca yere düşen bir zeytin tanesi gibi.
Gerçekleşen her şeyi taşıyan bir nehre, güçlü bir akıntıya benzer zaman. Çünkü görür görmez her şey akıntıya kapılıp gider; işte bir diğeri geçiyor şimdi, o da diğerleri gibi akıntıya kapılıp gidecek.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Reklam
Aynı sunağın üzerinde bir sürü günlük parçası, kimi önce düşmüş, kimiyse daha sonra. Fakat hiç farkları yok.
Bu yüzden şimdiden kendinin içindeki bu ufacık yerde inzivaya çekilmeyi unutma, hiçbir şey dikkatini dağıtmasın, sabırsızlanma, işlerini özgürce yürüt ve her şeyi bir adam, bir insan, bir yurttaş, ölümlü bir canlı olarak gör. Fakat elinin altındaki ilkelere şu ikisini de ekle: Birincisi, şeyler ruha temas etmez, daima onun dışında ve hareketsizdirler; bütün kaygıla rımız içimizdeki düşünceden doğar. İkincisiyse gördüğün hemen hemen her şey kısa sürede değişecek, hatta artık var olmayacak. Böyle ne kadar çok değişikliğe bizzat şahit olduğunu hiç aklından çıkarma. Dünya değişimdir, yaşamsa kanaat.
İçindeki güç doğayla uyum sağladığında, olup bitenleri karşılayıp düzeltme konusunda bize bahsedilen ve gerçekleşmesi muhtemel şeylerle de uyum sağlar. Belirlenmiş hiçbir maddeye bağlı değildir. Bir yandan hızla ilk hedeflerine doğru hareket eder, diğer yandan ise karşısına çıkan maddeyi de kendisinin kılar, tıpkı ateşin içine atılan her şeye üstün gelmesi gibi. İçine atılanlar ateşin sadece ufak bir kandil kadarını söndürür, ama parıl parıl yanan ateş içine atılan her şeyi çabucak kendine uygun hale getirir, tüketir ve böylece harlanır.
We're just a moment in time
Bir kişi çok uzun yaşasa da çok kısa yaşasa da aynı şeyi yitirir. Bu da şimdiki zamandır ve insan sadece bundan mahrum olabilir; nihayetinde insan yalnızca buna sahiptir ve hiç kimse sahip olmadığı şeyi yitiremez.
Eğer doğanın işi birini ürkütüyorsa, o kişi çocuktur. Ölüm sadece doğanın işidir ve hiç kuşkusuz doğayla uyumludur.
Reklam
Evrenin doğası yetenek ve güçten yoksun değildir, herhangi bir yerde iyik ve kötülükler ayrım gözetmeksizin hem iyi, hem de kötü insanların başına gelir. Gerçekten de ölüm ve yaşam, şöhret ve tanınmamışlık, acı ve zevk, zenginlik ve fakirlik, bunla rin hepsi hiçbir ayrım gözetmeksizin hem iyi hem de kötü insanların başına gelir. Çünkü bunlar ne onurlu ne de utan vericidirler. Yani ne iyidirler ne de kötü.
Dışarıdan başına gelen herhangi bir olay mı üzüyor seni? İyi bir şey öğrenmek için kendine boş vakit yarat ve aylak aylak gezinmeye son ver. Diğer bir hataya da dikkat etmelisin artık: Hayatta yıpranmış, dürtüsünün ve düşün- cesinin tamamını yönlendirecek bir amaca sahip olmayan kimseler, yaptıkları işlerde ahmakça davranır.
Hepimiz kelimelerle düşünmeye o kadar alışmışız ki onların sadece simgesi oldukları gerçekleri göremiyoruz.
Zayıflığımızla mücadele edebileceğimiz hiçbir yöntem öğretilmedi. Şimdi tam olarak bellerinde can simidiyle nasıl yüzecekleri öğretildikten sonra çırılçıplak suyun ortasına atılan insanlar gibiyiz. Söylemeye bile gerek yok, boğulacağız.
..., atmaca bakışını ufukta kızıl şafaktan ayırmıyordu. O kızıllığın ardında da biçilmeyi bekleyen buğday tarlaları vardı.
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Reklam
Yalan söyleseler de onlara inanmıştı, çünkü onların gücüne güvenmesi kendi kudreti demekti. Ama şimdi böyle aşağılandığına göre kimdi artık o?
Özgürlüğün, insanın canının istediğini yapması demek olduğuna asla inanmadım, özgürlük daha çok, yapmak istemediğini yapmamaktır
Geçmişte kalan bir şeyi özlememize veya gelmemiş bir şeyi arzulamamıza sebep olarak kalbimizi hala endişe içinde ve bomboş bırakan geçici durumlara nasıl mutluluk diyebiliriz?
Mutsuzluk, hiç şüphesiz en büyük öğretmendir; ancak bu öğretmen, dersini pek pahalıya satar ve yararı da harcanan miktara değmez. Üstelik, bu kadar geç alınan ibretten yararlanma fırsatı da geçmiş olur. Gençlik, bilgeliği öğrenme; yaşlılık da uygulama dönemidir. İtiraf edebilirim ki, deneyim her zaman bir şeyler öğretir; ama yalnızca bundan sonra yaşayacağımız kısıma faydası vardır. Ölme vakti gelince nasıl yaşamak gerektiğini anlamanın ne değeri var?
Benim suçum onların insafsızlığından doğmuştur...